Aşkı ben enderinlerden tattım,
Sen yıldızları sayarken bir iki üç diye,
Bağrıma ateş bastım gülüm,
Yağmurları sularken göz yaşların,
İşte kahrolası en karanlık yerinden,
Aşkın derin dalgalarından,
Kurşunlara daldığım tepeler,
Bir serinlikte gelir bağrıma bağrıma,
Uykusuzluğumu elime alırda,
Düşerim yollarına gece aydınlığında,
İşte bu haldeyken,
Andırın yolu
Taşları dolu
Çamlık akıyor
Maraş'ın yolu
Andırın huyu
Kime selam verdimse,
Sürüyor yoluma kara kara leke,
Kime elimi uzattıysam,
Yürüyor yoluma diken eke-eke,
Zamana neler oldu yıl 1440,
Bir göğe bakıyorum bir yere,
Değerden bahset, diğerinden değil,
Alnın açık, gönlün Buhara olsun,
Kaldıkça darda, düşünme il il,
Türkistan, sana bahar olsun,
Daldıkça ard arda, ejdadın kim bil,
Sözlerin can içinde bir damla su,
Bir damla su bakışın,
Ay ışığında,
Nerde tuttuğumuz dallar,
Dallar yemiş yüklü,
Aşk yüklü,
Sen gideli,
ellerim ateş toplar,
kumsalda oynayan çocuk;
kan serper yüzüne,
gün tepemizde.
Ey Türkistan tarihi şanlı,
Dağların akar katmer katmer,
Sularını eller almış,
Nerede sana açan Güneş nerede Kamer,
Nerede sana yar olan Selçuklu, nerede Osmanlı,
Senin bağrından çıktı en kuvvetli ordu, en kuvvetli er,
Ey Türkistanın evladı,
Gün doğmadan bitir evradı,
El duysun er duysun
Göğe sal, göle sal evladı.
Ayağını yere,
Yaslan diyorum yüreğime derin vadilerin sessizliğinde,
Ne denli korkulu rüyalardan uyandığım zamandı,
Nede sonrası alnımı ıslatan çıplak kelimelerden,
Hepten kalıyorum uzun uzun düşüncelere,
Birden fırlıyorum yerimden ansızın düşen yıldızlara,
Sen bana dar geliyorsun ayaklarım büyüyor,



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!