Konuş bakalım küçüğüm konuş bakalım,
Çikolatan mı eridi,
Bozukluğunu mu kaybettin.
Yoksa oyunlarını mı çaldılar elinden,
Neşeni gülümsemeni mi aldılar.
Konuşun hadi bey amca, hanım teyze,
Bulgurunuz mu bitti,
Yoksa mahalledeki çocuklar gürültü mü yaptı.
Yoksa bayramlarınızı mı aldılar şimdinizden,
Güzel has mı has türkçenizi mi aldılar dilinizden.
Sizde konuşun esnaf kardeşlerim,
Biri geldi yerlere su mu döktü,
Ya da arabalar yüzünden camlarınıza toz mu bulaştı.
Yoksa hep bir yarış içinde mi kalmış herkes,
Bırakın kârı, hakkınız olanı bile alamayacak hâle mi gelmişsiniz.
Sizde konuşun tabii galaksinin altın külçeleri,
Bir keçi gelip de dallarınızı mı yedi,
Beyaz toprağın üstüne mi denk geldiniz yoksa.
Yahut diri diri yaktılar mı?
Sizi öldürüp betonu yaşattılar mı?
Gelin konuşun siz de hayvan kardeşlerim,
Sakın susayım demeyin.
Ne ki sizi bizden ayıran?
Üstünde durduğumuz iki ayağımız mı?
Dilimiz arkasında oluşan küçük dil mi?
Yahut kıllarımız mı ki bizi ayıran da,
Eziyoruz sizi kendimizi bir şey sanıp da.
Herşeyden önce,
İlk sen konuş Doğa Ana.
Ne yaptın da cezalandırdılar seni,
Niçin aldılar senden yavrularını,
Söylesene neden soyları tükendi evlatlarının.
Ama lütfen,
Söyleme, söyleme eğer varsa yaşamaya devam eden bir iki tanesi.
Çünkü onların var hakkı bu gezegende yer almaya,
Hatta bizim hakkımız olandan daha da fazla.
Kayıt Tarihi : 25.8.2025 12:38:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!