İçimde, kimsenin haritasını çizemediği bir ülke var,
dağları gururdan, nehirleri suskunluktan ibaret.
O dağların zirvesi hep dumanlıdır, yalnızlığa komşudur,
o nehirler, denize dökülmekten korkan yorgun sulardır,
kendi yatağında döner durur.
Bu ülkenin göğünde asılı duran bir güneşi var,
bazen çocukluktan kalma bir kahkahayla parlar, ısıtır her yanı,
bazen de eski bir pişmanlığın bulutuyla örtülür,
ve günlerce süren bir alacakaranlık başlar.
Geceleri, söylenmemiş sözcükler birer ateşböceği gibi uçar,
sadece kendi karanlıklarını aydınlatırlar.
Hafıza, bu ülkenin en kalabalık ve en virane şehridir.
Sokaklarında anıların paslı bisikletleri terk edilmiştir,
duvarlarında vedaların solgun fotoğrafları asılıdır.
Her köşe başında bir “keşke” durağı,
her meydanında bir “belki” heykeli.
O şehre giren, ya yolunu kaybeder ya da kendini bulur.
Kalbim, o şehrin içinde eski bir saat kulesidir,
yelkovanı umudu, akrebi hüznü kovalar durmadan.
Bazen pas tutar, zamanı şaşırır,
geçmişi şimdi, geleceği dün zanneder.
Bazen de öyle bir çalar ki,
sesinden bütün viraneler titrer,
sanki her şey yeniden başlayacakmış gibi.
Düşünceler, bu ülkeden göç etmeye çalışan kuş sürüleridir.
Kimi, cesaretin rüzgârıyla havalanıp engin ufuklara uçar,
kimi, korkunun tellerine takılıp kanat çırpar durur avluda.
En sadık olanları ise, hiç gitmeyenlerdir,
ruhun omuzlarına tünemiş, hep aynı şarkıyı fısıldayan
birkaç yorgun kargadır onlar.
Ve dilim, bu ülkenin dışa açılan tek gümrük kapısıdır.
Kelimeler, sıkı bir denetimden geçerken yorulur,
bazıları kılık değiştirir, bazıları anlamını yitirir.
En ağır yükler, en değerli hazineler ise,
o kapıdan hiç çıkamaz,
içeride, sahipsiz bir hazine gibi sessizce parıldar.
İşte bu yüzden, her insan bir diyardır aslında,
gözlerinde bütün bir iklimi taşıyan.
Ve her suskunluk, keşfedilmemiş bir kıtanın
okyanusa karışan fısıltısıdır...
Hasan Belek
30 07 25
Akçay
Kayıt Tarihi : 30.7.2025 18:58:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
En ağır yükler, en değerli hazineler ise, o kapıdan hiç çıkamaz, içeride, sahipsiz bir hazine gibi sessizce parıldar. İşte bu yüzden, her insan bir diyardır aslında, gözlerinde bütün bir iklimi taşıyan. Ve her suskunluk, keşfedilmemiş bir kıtanın okyanusa karışan fısıltısıdır...
TÜM YORUMLAR (1)