İçim Üşüyor
İçim üşüyor sensiz, soldu umutlarının gülü,
kırlangıcın gagasında bir yavru gibi titriyor yüreğim.
Her uzanan elden korkuyorum, göğün kanat sesine sığınmış bekleyişim —
her çığlık, her rüzgâr bir yanımı daha alıyor benden.
El açmadım bu yuvada, sadece yüreğimi açtım gülüşüne.
Zer saçlarında bir damla güneş bekledim
soğuk düşlerimin ısınması için.
Sonbahar rüzgârı ezdi papatyalarımı, ne tacım kaldı, ne seven yapraklarım.
Bir avuç ışık hâlâ süzülüyor, ağustos böceklerinin kanadında.
Yaz çoktan terk etti buraları, ve her yanım sonbahar şimdi,
içim ise yeni baharların hasretinden yorgun.
Yağmur, zamanın ötesinden konuşuyor bana,
sert damlalarıyla yüzüme dokunurken dökülüyor saçlarımdan sevdamın seli.
Yokluk bir ağ gibi örmüş çevremi, her düşümde bir fırtına,
her gözümde ayrı bir şimşek çakar.
Ve şimdi, durgun bir okyanus gibi yüreğimden süzülen aşk şerbeti
karışıyor sulara — mavi ve kırmızı.
Balıklar içer, sefasına dalar, ben ise bir yudumunu
senin ellerinden içmek isterdim — boğazıma inen tuzlu su gibi.
İşte o vakit derdim ki: “Ab-ı hayat budur.”
Sessizce, içimden geçtiği gibi, kimsesiz bir dua gibi...
Kayıt Tarihi : 23.10.2025 16:28:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!