selam
cennetin aydınlığı
kabusu kutup güneşinin
ardından yürüdüğüm yıllar
siz bastıysanız bende basarım o yola
şeytan nasılsa sürgünde
ben seni kararsız martlarda sevdim
ellerinin tersi vardı ve bedeninin
o tılsımlı gelişleri olan sendin
güftesinde şarkımın
bir güvercin çırpınıyor
siyaha boyanmış çiçeği çelenkte
gündüz atılan havai fişekte
parıldayan tılsım gibisin
masamı kemiren tahta kurusu
Su kattım mey e
biraz buz
ama sen başkasın
katamıyorum seni
varlıgın zamansız
bu kadehte yuvarladıgım
bütün gün bekledim seni
inan seni beklemek
üzmedi beni
yanagıma kondur buseni
sende sevdiysen
sevdiğim gibi seni
bu aşka yalancı
sahte yüzlerle
sevecek olsaydım
sevebilirdim
şimdileri sen
Gencebayla aşkı çözer
ferdi ile dertler gezer
sezen ise kafiyedir
müslümüde severim
nur yenginin serserisi
Bu günde nerdeyiz
bu günde evdeyiz
onur konuğumuz ekmek
hele bide sıcakken
kesilir mi kırılır mı
konumuz ekmek sorumuz olacak
hayret veren sihirsiz sihir
cam var bakarsın arkası gözükür
suya koysan taşırır
ele alsan tutulur
suda saydamdır oda
gözlügünde evinde arabanda
Bu gece müzisyen bulutlar
herzamanki parça mırıldanılıyor
uzak kalan gök gürlemeleri
oynatamıyor masamdaki
sütlü şekersiz kahvemi
şimdi sakinim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!