Yağmur yağıyor, kaçmayı bile hayal edemezsin,
Kalkmış bir de devranı değiştirmeye teşebbüs edersin
Kaç defa kalktın ki çok defa düşmüş olasın?
Hayatında kaç bahar gördün ki?
Sen sonbahar çocuğusun, anla artık!
Yazı bekleyip durdukça, kışın içine girdin mi?
Boğuluyorum, tavan üstüme çökecek
Duvarlar beni suçluyor,
Dayanamam, Çıktım artık, yürüyorum
Bomboş sokaklar da sus söyleme o kelimeyi diyor,
Tamam diyorum,
Suçluyum,
Gözlerimdeki dalgalar kalbimin derinliklerinde çarpıyor
Her vurduğunda bir başka ağlıyorum
Fatih Sultan Mehmet yetmez bizim köprümüze
Her baktıkça sarsılır yüreğim
Dalgalar suskun bugün
Islanmışsam yağmurun altında garip
Bu benim kendi insanlığım
Bakmasa da görmese de,
Burada bir İbrahim var, uzakta
I wanna gift the moon to you,
Clarificate me when I cry at the nights.
I wanna gift the sun to you,
To see colors with you
İki ileri bir geri, iki ileri iki geri, iki ileri üç geri...
"Bayım, başladığınız yere döndünüz."
Yok asla, iki ileri dört geri, beş geri...
Ben ne yaptığımı bilmiyor muyum?
Peki, nasıl yol katedeceğim başka?
Gelen meteorlara doğru mu gideyim?
Geçmişle yüzleştin, baktın geride kalmış hep
Saçlar beyazlıyor, kalanı bir hiç...
Yirmi dokuz defa denedin, bir medet var mı?
Kaç defa koştun, koşturdun, yüreklendin
Bilmediğin bir fark, Tek'e inanç...
Kıymet verdiğin yakut mu yahut toprak mı?
Allah rızasına tutarken koru...
Gözler çakmak çakmak, tahammül zoru.
Sanırsın İsrafil üflemiş sûru...
Serzeniş konu, parmaklıklar soru.
Sözler acı, yırtıcı bir nefret,
Verme değer, taş toprak...
Ver değer, düşüncelerin...
Ol kıymet el üstünde,
Tahtıravalli misali,
Seninki ağır basar, onunki üstte...
Olur mu ki meşakkât salat-u sabah?
Diyar-ı hayrda açar birbir felah.
Zikre kalkan iki gafil, na-nizam,
Ol kıymetin bilse olur muntazam.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!