Aşk dipsiz bir denizmiş girmeden bilinmez aşk
Nimettir dilinmezmiş tadına doyulmaz aşk
Aşkın tadı ve sesi hissedilmez neşesi
Yoktur hiçbir köşesi maddelere sığmaz aşk
Ciğeri patlarcasına kır bir at, koşuyor heybesinde müjdelerle
Sehere uzanan yetim çığlıkları gibi; bir kervan, yol almış geceden
Sanki yırtarcasına iman tahtamı kirli pejmürdelerle
Düşlerime uyanan heyulalar birikmiş, taşıyor penceremden
Ceylan bakışı gibi ürkek mahcubiyetim ruhumun afakında
Biter mi benliğimde elem, keder, kahroluş
Sökülür mü sensizliğin kara hicap lekesi
Ardım çıkmazdan bir yol, önüm sıra dik yokuş
Yollarda keskin soğuk, ayağım kansız kesi
Hangi gönül dayanır aşkın giz manasına
İsminle zemheri kış bahar oldu
Geceyi gündüz eden bir hâr oldu
İsmin dilde tatlı bir şerbet gibi
Gönüllerde volkan gibi nâr oldu
Gayrı sonsuz gül mevsimi geldi hey
Karların raksını izle sana bir şey anlatıyor
karlar, binbir yığın gizle ne badire atlatıyor
Sükuta ermiş her tane boğulacak sessizlikten
karla kaplı onca hane tükendi neşesizlikten
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!