Belki bir gün..
Ben resim yapmasını bilmem
Adımı yazarım hüznü çiz deseler
Dallarıma çiçek açtıran baharlarım olmaz
Don vurur penceremden içeri hep
Melisa çiçeklerinin kokusunu bilmem mesela
Bir tütün sararım, dumanında hasret kokar
Gideceğim Muazzez tutma beni
Koşacak ayaklarım, düşene dek koşacak
Ruhum yarışacak rüzgarlarla
Adımlarım karışacak yapraklarla
Bırak beni Muazzez,
İçimde bir nehir var baharlarda coşacak
Yalvarırım kapıyı çarpma giderken
Bozuk menteşelerin kulpu, hem param da yok
Attığın tokat fazlasıyla yetiyor zaten
Neyim var ki alacaksın?
Eşeleme sapı kırık çekmecelerimi boşuna
Boynumda askerlikten kalan bir künyem var
Eski cep telefonları gibi ötüyor kuşlar, dinliyorum
Kurbağalar eşlik ediyor çirkin sesleriyle
Ve izliyorum ışıkların suya yansıyan hüzmesini
Saat beşe çeyrek var, Gölbaşı'ndayım
Bu vakitte bir sigara dumanının telaşındayım
Serince hava, sert de biraz,
Bunun içine peynir koymamışlar
Kandırmışlar poğaçayı sen peynirlisin diye
Kendim geldim aklıma,
İçimdeki anlamlandıramadığım noksanlığım geldi
İsilik gibi kaşındıran sergüzeştlerim,
Boynuma ilmek diye dolanan yalanlarım geldi
Aylardan sen, günlerden senertesi
İçimde bir hüzün, dışarda yalancı bahar
Ağaçlarım yaprak döker, kuş konmaz dallarıma
Hepten zifiri aydınlıklarım
Ve hepten soğuk sen sandığım güneş
Dinmez ahmak ıslatan yağmurlarım
Efkarlanmayı da beceremiyorum pek
Üç beş sigaradan sonra sızıp kalıyorum
Dalıp gidemiyorum elimde fotoğraflarla karanlığa
Hayaller kuramıyorum mesela içi umut dolu
Bahçede oynayan sarı saçlı çocuklar resmedemiyorum
Buğulu camlara kalpler falan çizemiyorum hiç
Gençken çirkindim, hepten çirkinleştim şimdi
Rengim fanila gibi solumaya başlamış
Göz kırpıyor beyazlara saçlarım
Ve bedenim dizlerime geçmişim kadar ağır
Toprak kokusu geliyor burnuma, soluyorum
Aynaya her baktığımda başka bir ben oluyorum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!