Durup durup eski yanlışları saymam
Kusursuz olmaya çalışmam artık
Öyle bir şansım olsaydı eğer
Görmezdim hatalarını yine
Neşeli olmaya çalışırdım
Yaşamın gerçeğini taşırdım..
Uyku çocukluğuydu
Bir kaç kırgın kelime
Düşmüş gözlerin
O masumiyet
Yerine yoksunluk..
Gerçekti inançlar
Yağdı yağmur yine sen ortasında
Bir yaz gecesiydi kamersiz ben gibi
Şems'e çok vardı zaman donuktu
Yağmurdan etraf bulanıktı
Her yerde senden bir esinti
Zaman geldi saat yine seni ben geçti
Sonu olmaz nedensiz feryatların tükenmişliği
Olmaz hayatın sana acımasız affedişliği
Nedensiz sana sormaz kimse çaresizliği
Feryatların acımasız, kimse yıprandığını bilmez
Tükenmişliği affedişliği çaresizliği bilmez yaşamayan
Tozlu bir kaç hayal saklanırdı
Geçen yılların yıprattığı anılarda
Siyah beyaz rengi belirsiz
Bazen bir mektubun satırları arasında
Bazen de sararmış solmuş resimde
Belirir olur olmadık zamanlarda
Hayallerimiz vardı
Öyle masum bir o kadar acımasız
Oldu derken bitişini gördüğün
Toparlanmak istersin
İnanmak istersin
Kendini kandırdığının farkındasın
Neyi anlatayım..!
Sevgiyi mi anlatayım sevmeyenlere
Aşkın ızdırabından mı bahsedeyim sevenlere
Hüznü mü anlatayım huzur dolu kişilere
Mutluluğu mu anlatayım kalbi bitmişlere
Kime ben neyi anlatayım..
Düşlerimi anlatmak istiyorum.
Bir Şeref kadar heybetli.
Bir Yüzenada kadar sessiz ve yalnız.
Daha nice erimemiş karlar gibi saf ve temiz.
Hep bir uçta en uçta.
Olmayacak değildi, olması gerekendi.
Kalemi verdiler yaz dediler
Başladım yazmaya çocukluğumdan
Güzel süslü gökyüzü yanında berrak bir dere
Bir kaç kuş vardı hep güneşe yakın bir dağ üstü
Gökyüzümüz bembeyazdı
Ve hep boyardık maviye bulutları
Karanlıkta ben yine bir başıma
Kar kaplamış soğumuş bir gece
Sanki kar değil hüzün kaplamış yeri
Yine senin derdindeyim
Yine sensiz günlerdeyim
Sıcak bir uyku kaplar tatlı bir de acı




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!