MEYHANE MEZESİ…
Ben seni bu kadar candan severken
Rüzgârda yaprak gibi savurma beni
Gönlünün en yüce yerini ayır
Meyhane mezesine çevirme beni
Gözlerimin önünden geçip gitti günlerim
Yıllarca gurbeti gönlümle duyuyordum ben
Sanki derin bir uykuya daldı şimdi yıllarım
Gurbete sevdalanmış insanlarla dolu sokaklar
Hep hüzün çiziyordu her batan gün hayatımdan benim
ANA Vatan nedir dedim
Oğul uğruna ölünür dedin
ANA Potin nedir dedim,
Oğul sıratı geçmek için giyilir dedin
ANA Bayrak nedir dedim
Oğul, bacının gelinliği, namusundur dedin.
ANA Hakkâri, Siirt, Sakarya nedir dedim,
Vatandır Kuzum dedin.
ANA peki bu can nedir dedim,
Vatana kurban olsun Mehmet’im dedin.
İbrahim BEKLER
12/04/1980
ANKARA
BİR KIŞ GECESİ KÖYÜMDE GÖZYAŞIM.
Bir kış günü gece karanlık ve yağmur yağıyordu.
Çakan şimşek aydınlığında mezar taşları ağlıyordu.
Bir ürperti, bir Hüzün koptu alaca karanlıkta,
Atalarım sanki benden, dua bekliyor, bir umut diyordu.
Hep saydık parmak gibi günleri
Arsızlık edipte karşınıza dikilmedik
Sevmediniz elinizin tersi ile ittiniz
Zalimliğin ta bağrına gömüp gittiniz
Gidin dediniz gittik
Ne zaman yürekten anne desem
Sesim titrer, dolar gözlerim
Öylece oturur kalırım Pencere önünde
Karanlığın girdabında kaybolurum sensiz
Adına hasret diye inler ahlarım
DOLUNAYDA SEN OLUYORSUN
Ben sana tutuldum
Ay’da tutuklu bu gece
Tutuklu tabiat güneşe
Kaç
kişi var sevdalandığını bilen
GİDİYORUM BU ŞEHİRDEN…
Yıllarca yaşadığım bu şehirden gidiyorum
Bir otogar sabahından içimize ufalanan hüzün,
Sabahın alacakaranlığında vedalaşıyorum
Ama içimde bir tek seni taşıyorum bu şehirden
BEN BİR ÇOCUKTUM.
Belki çok ürkektim
Korkaktım
Belki kendimi ifade bile edemiyordum
Çünkü daha ben bir çocuktum
Bir Bahar Tazeliğinde Doğuyorsun İçime
Gece saat on iki, çınlıyorken sesin kulaklarımda,
Gecenin zifiri karanlığında dahi seni hissetmek,
Bütün baraklığında aydınlatıyorsun ruhumu,
Seninle var oldum yine bu gece.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!