Ben,
Mevsimelerden ilkbahar,
Aylardan nisan olsun istiyorum.
Gökyüzüne doğru uzanan dallarda,
Mosmor leylaklar açsın,
Bir sabah apansız kapın çalındığında,
Açıverdiğinde ümitsizce, hiç beklemeden
Onu karşında görüversen, atılsa kollarına
Demez misin ki iyi ki geldin?
Toprak çatlak çatlak olduğunda, çaresiz
- Değerli dostum Sn. Av. Nanık Erkanlı'ya-
Kızılırmak senden esen rüzgârlara türkü yakmışım
Küçücük mavi gözlü bir çocuğu düşleyerek.
Sarı saçlarında gençliğimi,
Al yanaklarında
Baharı özleyerek...
Hep sorarım niye sevdim ben seni?
Selamı, sabahı kestin de gittin
İnsan niye görmez candan seveni?
Sevdayı boynuma sarıp da gittin.
Bu aşkım çok eski, değil ki yeni
Sevsen de sevmesen de,
Aynı ortamda yaşadığımızı,
Aynı dünyanın insanı olduğumuzu
Birbirimize her zamankinden de öte
Ne denli ihtiyacımız olduğunu,
Unutamazsın.
Her zaman gönlümün en has telini,
Titreterek geçen mevsimler gibi,
Duyarım ürperip seher yelini,
Sensize alışmak imkânsız gibi.
Ne çok sevdiğimi anlatamadım,
Gözlerinden sicim gibi yaş döküyordu,
Bahçenin bir köşesine çekilmiş olan ihtiyar adam.
Sanki korkar gibiydi, duyulsun istemiyordu sesi,
Utanıyordu çevresindekilerden.
Elleri titreyerek ucu yırtık solgun bir resme bakarken,
Bir yandan resmi öpüp, bir yandan da söylenerek
Koskocaman bir Türkiye sevdasıyla çıkmıştı Atam,
Karanlıklardan aydınlığa.
Bandırma Vapuru küçücük küçücüktü ama,
Büyüyor büyüyordu içindeki idealler
Bizi seksen yedinci yıllara taşıyan.
Bu yalancı baharlar beni senden koparmayan,
Hüzünlü, hüzünsüz tüm şarkılar.
Sanıyor musun ki, şimdi kar yağıyor da,
Seni unutacağım, hiç hatırlamayacağım?
Kar yağışı durmayacak mı,
Arkasından önce lodoslar,
Unut istersen gözlerimin rengini, eğer gücün yeterse,
Çıkarabilirsen eğer, at kalbinden yaramaz dediğin aşkımı?
Sen sanıyor musun ki, insan ister sever, sevmez istemezse?
Unuttuğun bir şey var, kaderin sevenleri birbirine zincirle bağladığı.
Akşamları rüzgar çok deli eser,
Düzlüklerden dağlara doğru.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!