Ey kavmim! Diye başlamışken ilahi çağrıya,
Her çağda olduğu gibi uymayanlar oldu sana da.
Ders almayıp geçmişten, görseler de inkârcıların başına gelenleri,
Sapıklık ve yalancılıkla suçladılar seni.
Göremeyip insanoğlu kâinattaki acziyetini,
Başkaldırıp ilahi çağrıya, azabı üstüne çekti.
Ne kadar seslense de kör ve sağır nefislere,
Nuh'un (a.s) çabası, istemedikleri için onlara fayda vermedi.
Hazırlanırken yeryüzü en büyük tufana,
Rabbi emir verdi gemi yapması için Nuh'a (a.s).
Hem artık kapamışken hakikate aç kalplerini,
Terk edemediler alışageldikleri dünya nimetlerini.
“Artık marangoz mu oldun?” deyip dalga geçerken,
Senin sözlerin içten içe onları titretirdi.
“Eğlenin bizimle ve geçin dalganızı sabrediyoruz biz,
İnince sonsuz azap yeryüzüne, o zaman göreceksiniz siz.”
Tamamlanınca iman gemisi inananların,
Alındı içine geminin, her bir çifti canlının.
Seslenip ciğer paresine çağırsa da son kez imana,
O da uydu inkâra ve güvendi kendince dağlara.
Boşalırken dalga dalga azap üstlerine,
Nuh (a.s), oğlu için seslenip:
“Benim ehlimden” dese de,
Kendi küfür dalgaları onu da aldı içine.
Ve dedi Allah:
“Ey Nuh! İman etmeyen senin ehlin değildir,
-ki o- salih olmayan ameller sahibidir.
O hâlde,
İlmine vâkıf olmadığın bir şeyi, benden isteme.”
İnerken selam ve bereketle gemiden,
Birçok ümmet türedi sonra gemi ehlinden.
950 yıl yaşadı ve faydalandı Nuh (a.s), dünya nimetlerinden,
Ve sonra gelip sordu ölüm meleği birden:
“Nasıl buldun sıkıntı ve meşakkat diyarını?”
Dedi ki Nuh (a.s):
“İçinde az kaldığım bir kervansaray, iki kapılı.”
Kayıt Tarihi : 13.11.2025 15:54:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!