damarlarımda senin akışın
dilimde senin şarkın
özlemek mi desem, hasret mi?
kan şerbeti içtiğim
kokun belli belirsiz burnumun ucunda
maltada dolaşırken adım adım
düşün bir adım önümde
zihnim adını ezberlemekte daim
hediye koydum adını
dün parmaklığa konan serçenin
içimi ısıtan sesiyle uyandım
bir parça ekmekle bir tas su verdim
ve kuşun gölgesinde duvara yansıdı siluetin
sen, ellerinde pazar poşetleriyle
kapıyı açtığında gözlerinin içi gülen
ana ve yar sıcağıyla ısındığımsın diyar diyar
işte bu mahpus ve yalnız halimle ben
vahada yağmura suya hasretim
yanmada yüreğim
ha öldüm ha öleceğim
içimde bir heves
tutuşan bir yangın
seni özlemekteyim
bir sabah uyandıracaklar ezanla
son abdestimle namaza duracağım
rabbin emrine amadeyim
takacaklar boynuma yağlı ilmeği
tefecilerin elleri borçluların cebini
bir sülük gibi emerken usul usul
hırsızlar konaklarda
katiller maktüllerinin ensesinde
bitirirlerken işini
benim ölümüm günahlarınızın kefareti
bir meşe yaprağı gibi
salına salına düşerken toprağa
bu mayhoş ölüme katacağım kendimi
sana karışmış gibi
işte bu pıtraklı diyar
bu ökseotu
şu çağıldayan su
alacak benden yalnızlığımı
ve cennette buluşmak ihtimali
bağışlayacak kan çanağı gözlerime uykuyu
acısı dinmiş hasta misali
bir gülümseme dudaklarımda
babamın kasketi ve annemin tülbenti
geçiyor bir bir önümden
uzanıversem benimmiş gibi
Kayıt Tarihi : 30.11.2012 14:16:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!