Gidiyorum, bak.
İçime sığdırıp hazan kokulu sonbahar yağmurlarını,
Damla damla yüreğime yağan gözyaşlarımı hayallerime sarıp,
Hayatın vefasızlık yükünü de omuzlayıp gidiyorum işte.
İçimde kopan onca fırtınayı sahte gülüşlerimin arkasına gizleyip,
Hayatın benden çaldığı, yaşanmamış, yaşanması mümkün olmamış mutlulukların yorgunluğunu aşamıyorum...
Ve şimdi, yorgun yüreğimi de alıp gidiyorum işte.
Bir imtihan mıydı, bilmiyorum...
Ya da hangi hatamın bedeliydi ki, borç kamburu oldu bu yük sırtıma?
Ne ödemekle tükendi, ne dağıtmakla hayrını...
Atamadım işte üstümdeki bu hüzün kamburunu.
Yine yüklendim bitmeyen bu sızıyı; günahlarımı da alıp gidiyorum işte.
Kendi içimde kaybolup gidişlerimi, nefes alırken bile yüreğime saplanan,
Ve sızısıyla acıtan, hasretiyle kanatan;
Asla sonu olmayan "sevda" denen bu illet hastalığı da gömüp yüreğimin en ücra kuytularına,
Gidiyorum işte.
Yapraklarımı döktüm bir bir,
Ve bir kez olsun kırdığınız dallarımın haykırışlarını duyuramadım sağır vicdanlarınıza.
Onca gürültüyle yağarken yağmurlarım,
Sadece ıslandınız diye şikâyet ettiğiniz damlalarımı da alıp gidiyorum işte.
Kayıt Tarihi : 7.9.2025 11:57:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!