Dün tek başımıza idik,
yalnızdık yapayalnız
Karım ve ben
Sonra ikimiz.
Sonra yan yana geldik ikilendik
Sonra üç dedik derken dört
Benim babamın babası
Hatta ve hatta onun atası
Annemin de annesi
Diyebilirim varolmamın silsilesi
Nerdeler şimdi
Doğmuşlardı onlarda
Ah ne zalim etraf,eşraf
Ahbap eş dost dediklerim
Düştüm bir kez dillerine
Boşuna çabalar, emeklerim.
Bilmesinler bir düştüğünü
Soğuk bir kış günü hayal et beni
Sokakta yürürken tek başına
Sarılacak tek şeyi atkısı ve üzerinde eski bir çul
Ayaklarında bağlanmış bezlerle yırtık bir kap
Adı ayakkabı
Su birikintileri yoldaki paket taşlarının çöküğünde
Sene 1983.
O’nu tanıdığımda İstanbul Deri Organize Sanayi Bölgesi’nin henüz 2 aylık Genel Sekreteri idim.
Çerkezköy OSB.nin ve Profilo Grubunun koordinatörü tavsiye etmiş rahmetli Cezmi Öztemir’ e, Cezmi bey TDSD Başkanı ve OSB nin de Başkanı.
Beraberliğimizin daha ilk adımında ne para ne pul konuşulmuş, ama anlaşma hemen sağlanmıştı. Sadece Kazlıçeşme’ den Tuzla’daki İstanbul Deri OSB’ye taşınacak deri ünitelerinin, hırpalanmadan kendilerine zarar gelmeden nasıl nakledileceği hususu konuşmanın tamamını almıştı.
Dün seni düşünürken derin duygulara daldım
Küçüklüğüm, gençliğim, orta halli hallerim
Ve de tercihlerim
Ve de sen
Ve
Bitmez tükenmez acılar içinde iken ben
Güftelerden cacık
(Bol yoğurtlu bol sarımsaklı, az yağlı,
Birazcık…….)
Şarkıların dilinde şarkı sözü olaydım,
Bir ozanın elinde tezeneyle solaydım
Her Aralığın yirmi biri
İçimde oluşturur bir umut
Geceleri en uzun günleri ise en kısa
Ama olsun, ne de olsa
Başlangıçtır bahara ve
Atılan ilk adımdır yaza.
On beş Ekimi yaşıyorum bugün,
Farkındayım
Yarın On altı, öbür gün on yedi
Ve daha öbürü, öbürü, öbürü
Yaşayacak mıyım bilmiyorum.
O günleri.
GÜZEL BİR BAYRAM SABAHI SAROS
Sene iki bin bir günlerden Salı ama tatil
Yani Bayram galiba Kurban,
Hem de nasibini yazdan almış kış ortasında bir gün
Her zamanki gibi yine İstanbul’dan uzak,eski İstanbul kadar yakın




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!