Güzelim,
Seninle,
Çıkalım Anadolu'nun dağlarına,
Oturalım bir ağacın altında,
Tanışalım seninle.
Sevdiğim,
Dün akşam,
Mektup yazdım sana,
Benim mor kelebeğimin kanadına,
Asya'dan gelen kızıl kanatlı kuşum var ya,
Yüce dağları aşarak muhakkak gelecek senin yanına,
Yüksek dağlarda,
Kanadı kırık,
Yaralı bir kuşum.
Zalim avcılar,
Beni,
Bir ağacın dalında vurdular.
Sordum Ki:
.Bahçıvana gülü sordum dedi ki:Gül artık bildiğin esk i gül değil,
Sehere bülbülü sordum dedi ki:Bülbül artık eski bülbül değil,
Cana cananımı sorrdum dedi ki:Canan senin bildiğin canan değil,
Dostuma dostumu sordum dedi ki; Dostun eski bildiğin dostun değil.
Gönül dağına çıkarım; zirveden sana bakarım;
Dostu gönlümde ararım,selam olsun sevenlere.
Gönül dağından gelirim,seni de benim bilirim;
Aşkın yolunda ölürüm,Selam olsun bilenlere.
Ve o kuşlar ki,
Anadolu'nun kırık kanatlı kuşları,
Kanatları kırık,
Ayaklar kan içinde,
Gözlerine mil çekilmiş,
Sarsaktır uçuşları.
Kuşlar akmaya başlamıştı,
Gündoğumuna,
Şair ağlamaya başladı,
Günbatımına,
Takvim dedi ki:Kan var kan,
Eylül’ün sabahında.
Yaralıyım dost elinden,bülbülün ahı dilinden;
Kim anlar ki bu halimden,gel beni de insan eyle.
Özü özle dağlayalım,sözü sözle bağlayalım;
Sular gibi çağlayalım,gel beni de adem eyle.
1,
Beynimi işgal etmeden önce,
Dediler ki:Önce ben varım sonra sen,
Ayrı dünyalar kurdular içime,
Taş koydular beynime.
2,
Sevgilim,
seni,
Karadeniz'in suları kadar seviyorum,
Dalgalı,
Hırçın,
Azgın,



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!