Serçem bu ne fecr-i sâdık, cemâlinde bin demet gül
Konduğun dal sünbüllendi, nazar eyler kem bülbül
Öyle bir şakıdın ki sinemizden ekdâr-ı âlâm düştü
Gönlü zebun olan şairin kalemindeki elem düştü
Serçem üzme sen kendini
Bazen sen koştukça uzar yolların
Aynalar saklayamaz seni korkularından
Gel soluklansın gölgemde bakışların
Medet bekleme artık o soğuk duvarlardan
Şubattı,
Benim kirpiklerimde asılı kar taneleri,
Senin saçlarında birikiyordu bembeyaz,
Benim ellerim üşüyordu sadece
Sırtımda şair ceketim,
Bir ütopya
Birgün bir yola düşsek seninle
Geride kalanları umursamadan
Ve umursamadan bizim için
Kimseden ötesi olamayanların
Bencil çağrılarını
Ve zaman geçer
Sabah olur unutur dünya karanlığını
Sevdası doğan güneşedir
Seyri ufuklara, muhtaç gözlerimin
Uzaklara söylerim
O yakınlaşmayan uzaklara hasret türküleri
Gözlerine her bakışım bir yolculuk
Şirin bir kasabada güzel insanlar
Davullu zurnalı muazzam sofralar
Ellerinde ipleri güneş yüzlü çocukların
Gökyüzünde rengarenk uçurtmalar.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!