Mesleği; Gazetecidir
Tokat Artova doğumlu.
Türkçeyi güzel konuşmayı sever. Gazeteci ve yazar.
Günlük sosyal içerikli yazılar yazar.
Anlat deseler, derim ki, bir şeyleri değiştirme gücüne sahip olup da bir şey yapanları eleştirenleri dinlemekle geçiyor günüm.
Eleştirilmek istemeyen, her şeyi kendisi için doğru yapan ama herkesi eleştiren bir idarecilerle oturmaktan sıkıldım.
Etrafımızdakilerin bir kısmı, eline imkân geçmemiş potansiyel kötülerdir diyorum hep…
Bugün olmaz dediğin her şeyi biz 28 Şubat’ta yaşadık.
28 Şubat’ın soğuk eli bizim hayatımızın her alanına yasak koydu.
Hak ve özgürlükler, dayanağı bulunmayan hukuksuz uygulamalarla yok sayıldı.
Ben hastanelerde sağlık bulamadım.
Adalet Saraylarında adalet.
Okullarda eğitim.
Ya şu söze bakarmısınız "Ben koyunları sattım, kapıda ite gerek yok.
Bu saatten sonra kopacak fırtına beni bağlamaz."
Bıyık altından tebessüm ettim...
İftar Vakti Çay dedim.
İçimde sen.
Akşama kadar çaysızlığa alışmışım.
Dün misafirlerim çoktu.
14 Nisan olmasına rağmen memleket buz tuttu.
Çay iyi gidiyor dışarının soğuğunda.
Dışarıda güneşin getireceği bahar.
Erkenci kirazın dalları çiçek.
İlk defa çiçeklere konan arıların sesi.
Ülkem de "Çoğu erkek ilk çiçeğini mezar taşında alır" diye bir söz okudum...
Türkiye de konuşulması gereken kadar cok konu var ki.
Hep bir tarafımız eksik, yaşam, insan hakları,
demokrasi, hukuk, ahlak, sevilmek, sevmek, mutluluk adına konuşacağımız çok şey var.
Anlatmam derdimi dertsiz insana demişler ya!
Derdimi söyledim, dost bulamadım,
Düştüm, tutacak el bulamadım diye devam eder başka şair.
2025 Yılının Kelimesi Nasıl Bu Hale Geldik?
“Son bir mektup yazdım bugün ben sana, Hasretle ucunu yakıp gönderdim”diye şiir düştü karşıma.
İletişim çağındayız ama, bir mektubun ucunu yakarak, içimde buram buram tütüyorsun mesajını hiçbir şekilde veremiyoruz.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!