Yaylaya gidince bakıyorum da
Kayısı eğrelti karışır olmuş
Özgürüm dedin de bakıyorum da
Sap ile samanlar gözüne dolmuş
Kızılcık kirazı belledin hemen
Büküp de boynunu dertlenme öyle
Kaldırıp başını n'olur gül biraz
Savur saçlarını nağmelen şöyle
Dindirip yaşını n'olur gül biraz
Geçti gitti yazlar suzan mı kaldı
Kuşluk vakti vardım, semt pazarına
Tezgaha dizilmiş, mallar gördüm ben
Nar satar oturmuş, taş üzerine
Helal lokma yutan, kullar gördüm ben
İlker Gülbahar
"Var" lıkta "Var" lığa kansın bu gönül
"Yâr" lıkta "Yâr"lığa yansın bu gönül
"Ar"lıkta "Ar"lığa bansın bu gönül
Var olsun yâr olsun ar olsun gönül
Sel olsun sal olsun düşen yaprağa
Aşağıda fazla durma
Gel beraber seyredelim
Cana öyle lafı vurma
Yukarıyı devredelim
Denemek de fayda vardır
İlker GÜLBAHAR
Güneşle bir başka Ay'la bir başka
Çeşit çeşit tonda görünür renkler
Kandilden bıkınca her bir mıntıka
Koyu karanlığa bürünür renkler
Hasan Basri GÜNGÖR
Ey pir bekir baba can gözünü aç
Gözlüyü gözsüzü seçebilmek zor
Arifleri ara cahillerden kaç
Özlüyü özsüzü seçebilmek zor
Suçluyu ararsan başka yerlerde
Bulamazsın asla olduğu yerde
Sorarsan vicdana suçlu nerde
Alırsın cevabı bulursun serde
Nefsini bilirsen gönlüne düşman
Yunus ile geldik dile
Yusuf ile gittik ele
Bencileyin dostlar bile
Selam verdik gonca güle
Kıldı isek nefse nida
İlker GÜLBAHAR
Sevda denizini tatlıdır sanma
Yakar alevlerle tuz seni seni
İşvesini görüp sakın inanma
Yerle yeksan eder söz seni seni
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!