şu dünyayı süre süre bir kenara
su içmek için eğildiğim pınara
bütün ömrümü vermişim kumara
ne üttüğüm belli ne ütüldüğüm
doğanın dağı ormanı engin ovası
boşa oturma bu viranede
yıkılır bir gün temeli gider
4 duvar arasında kerhanede
kare kare olmuş damalı gider
hani nerede burada doğanlar
benim sevdiğim yarım akıllı
köse bıyıklı keçi sakallı
top zülüflü dağınık kekilli
ben seni söze getiremedim
yedin şu ömrümü yedin
yaş geldi altmışa dayadı merdiven
bir basamak geri inmiyor
isteserse kurulsun ulu divan
bir basamak geri inmiyor
kocamıyor gönül kocıyan beden
neden geldin nedir acelen
yüz yaşına mı geldim sence len
madem geldin misafirim ol geceden
sonra yakamı bırakıp da gitti
daha yeni geçmiştim on beşime
şu bendeki gönül yarası
doktor tabip ne yapsın
vursalarda yoktur çaresi
hakim savcı ne yapsın
her gün damla damla eriyorum
dünyada dört büyük sevgi vardır
dördünü bir arada sevmesi zordur
hak ana baba çocuk ve yardır
seversin yaradanı hakikattan
kimden doğdun geldin nereden
yaralar yaralar suçlu yaralar
sızım sızımv olup çekiyor beni
el atmış ciğğerimi paralar
tel tel etmiş söküyor beni
ne hekim ne doktor ne tabip
ah çeksem dumanım çıkar ağzımdan
tanrıdan yar istedim kara yağzından
boylar boyu güzel olsun ille oğuzundan
yorulanaca arayıp ölenece seveyim
anlasaydı ebdi şu halimden dilimden
kuru ot gibi çiğneyip ezdin
canı varmı demedin üstünde gezdin
kazma kürek ile çukurlar kazdın
yitipde beni düşürmek için
bir kurşunla vurasın bu kafayı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!