Onlarca eser yazdım sana dair,
Onlarca eserde binlerce kelime,
Hepsi sana yazıldı,
Hepsini topla bir sen etmiyor.
Seni anlatamıyorum,
Ne desem ne yazsam,
Sen ve ben, neden biz olamıyoruz?
Neden olmaz’ların, istemiyorum’ların
Arkasına saklanarak kendimizden kaçıyoruz?
Geçmişe saplanıp kalıyoruz, neden?
Gidenlerin bizi hapsettiği
O karanlık çukurdan çıkmak için
Samsun’da alışılmış güzel bir bahar sabahı,
Kışın bir hayli özlediğim doğrudur.
Tutamadım kendimi, evde durmak ne mümkün
Attım kendimi çarşıya.
İlk işim Çiftlik Caddesi bir iki tur,
Oradan doğru Mecidiye Çarşısı,
Seni kırk yıl sevmek için kahve mi?
Kahve, seni sevmeye bahane!
Kırk yıl dediğin nedir?
Seni sevmeye kırk ömür yetmez…
SENİ YAŞAMAK
Seni sensizlikte yaşamak çok zor.
Sanki uyuyorsun da uyanıp geleceksin,
Sanki çarşıya gitmişsin alışverişe
Veya markete veya fırına,
Ne fark eder?
Ben aşkın şarabını içmişim
Lale devrinden kalan, yıllanmış.
Neylesin alkolü bu sarhoş gönlüm.
Ne dilimden ismin düşer
Ne de gözlerimden hayalin,
Soluduğum havada sen,
Seni çok sevdiğimi,
Sensiz hiçbir şey olmadığını,
Her gün, her saniye yanımda ol demeyi
Çok isterdim ama yapamıyorum.
Söyleyemiyorum!
Her baktığım yerde seni gördüğümü,
Öyle parlak cilalı kelimeler bilmem ben,
Yüreğimde neyse, dilimde o.
Yüreğimde, dilimde neyse,
Kalemimde o,
Seni seviyorum…
Seni bir bebeğin gülüşünde seviyorum,
Dalında duran gonca gülde,
Kokunu getiren rüzgârda,
Yüzüne vuran akşam güneşinde,
İçtiğim çayda seviyorum,
Her an, her yerde, her anlamda seviyorum seni,
Seviyorum seni,
Papatyanın seviyorum çıkan son yaprağında,
Dört yapraklı yoncanın şansında seviyorum seni,
Bülbülün aşkla ötüşünde,
Şarkılarda, şiirlerde seviyorum seni,
Dağda, tepede, bayırda, ovada seviyorum,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!