Aynı yolun, ayrı kaldırımlarında yürüyoruz biz hayata.
Arnavut kaldırımlardaydı senin gönlün,
Ben, taş dökülmüşüne de razıydım aslında.
Tüm gerçekler,
Çırılçıplak karşımızda oysa;
İşimize gelmiyor da
Gözüm gibi,
Gözümden bile sakındığımsın.
Hasrete ağıdımsın, yakındığımsın.
Nazarlığımsın, künyemsin, takındığımsın.
Felç vurur,
Kalp durur,
Aşk; gittiğin yere kadar sürer izini,
Dert; bittiğin yere kadar bırakmaz peşini.
Gün gelir, sönmüş bulursun hayatın ateşini,
Yaprak düşer, dal kırılır; bulutlar örter güneşini.....
Hüseyin ARIK
Anlamsız, anlaşılmaz bu dünya,
Ölü değilim ama ölüden beterim.
Nasıl yorumladıysam hayatı,
Şarkımı öyle söyler, öyle yaşarım.
Teğet geçtiğinde dudağımı;
Melekler diyarındasın biliyorum,
Dudaklarında simgeleşmiş tebessümünden anlıyorum.
Ve cenneti; nur yüzünden tanımlıyorum.
Gidişini kabullenemiyorum,
Hüznümü dindiremiyorum,
Ben sana tutsağım,
Eşgalim fişlenmiş.
Sen bana yasaksın,
Adın yasaklar listesine işlenmiş.
En güzel coğrafyasındasın dünyanın;
Umutlar mı tükendi, yoksa aşklar mı?
Sitemler arttı, sabır kalmadı.
Gözyaşları tükendi, fer´de kuru bir damla,
Boynumda şahdamarım isyan ediyor.
Yunuslar kadar hürüm, dalgasında saçlarının,
Kuşlar kadar özgürüm, rüzgarında nefesinin,
Bilsen ne bahtiyarım, tınısında sesinin,
Kanatlarım vurulur,
Parmaklıklar kurulur,
Gölgesinde hasretinin.
Kapı açılıyor,
İçeri giriyorsun.
Omuzlarından ve saçlarından yansıyor,
Sabah güneşinin tüm güzelliği.
Yüzündeki bir çift yakuttan veriyorsun
Gönlünden devşirip güzelliğini.
Bir haberle değişti her şey;
Değişti mimiklerim yüzümde,
Bulutlar mevzilendi gözümde,
Düğümler çoğaldı genizimde,
Ağlayamadım.......
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!