Sabah namazından sonra hiç uyumamıştı. Evi süpürdü sildi.Kümesteki tavuklara yem verdi. yeni yumurtlamıştı sarı kız. Samanların üzerindeki yumurtayı aldı. Daha henüz sıcacıktı. Evin merdivenlerinden ağır ağır çıktı. Elindeki yumurtayı bir cezveye koyup ocağın altını yaktı.Yumurtayı haşladı. Kahvaltıyı hazırladı..Üst kata çıkan merdivenin başından seslendi.
-Bey, kahvaltı hazır hadi kalk artık.
Sonra sedirin üzerine oturdu. camdan uzun uzun bahçeyi seyretti. 7 ay kadar olmuştu oğlu askere gideli. gitmeden bir gün önce eline kocaman bir sırık alıp erik ağacından erik silkelemişti. koca bir leğene doldurup eve getirmişti. Sonra küçük küçük poşetlere bölmüştü. bir çuvala koyup evin önünde oynayan çocuklara dağıtmıştı. eriklerini alan çocukların sevinçlerini görmek yorgunluğuna deymişti doğrusu.
Zehra Ana Ali Bey’in sesiyle düşten uyanırcasına kendine geldi.
- oğlandan haber var mı? daha telefon etmedi mi?
- Hayır bey, henüz aramadı.
Gün ağarıyor
Usul usul......
Babalanan ak horozun
Birkaç kere ötüşüyle
Çıktın sıcak yatağından
Kanayan nasırına inat
KENDİMİZDEN BAŞKA
Yağmur sonrasına kaldı
Sessizliğim,
Islığında dans etmek için;
Eşkıya ruhum.
Gözyaşı Kokusu
susamış bir gemi yüzüyor
sokak aşklarımızda
rüzgarlar tenimizi okşamıyor
öpmüyor gözlerimizi güneş
GİTTİN
Yalın ayak çocuklar koşuştu
Yüreğimin derinliğinde
Rüzgarında savruldu
Hüzünlerimin.
ÇOCUK YANIMA
Alıp götürdüler
Heveslerimi,
Zamanın;
Yorgun kanatlarıyla kuşlar.
DENİZİN KIZLARI
Gönül denizinde oynaştılar
Denizin kızları
Buluştular mercanların kıpırtısında
Gün batımında
Ümidin tükendiği zaman
Doğmuşuz belli ki;
Gök anamız sarmalamış
Beyaz kundaklara
Ay dede adımızı
Sevda koymuş
BAHAR GÜLÜMSEYİNCE
Zamanı avutamadı su
Kısrak bir at çılgınlığında
Yaşlandı hayat.
Anılarımız yoruldu
HATİCE NİNEM
Elin nasır tutmuş, Hatice Ninem
Yaşamın ağırlığı binmiş sırtına
Elinde orak ot biçerken
Çalışırsın ceylan kıvraklığında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!