Hikmetin Eşiğinde Şiiri - Mevlüt Asan

Mevlüt Asan
7

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Hikmetin Eşiğinde

Sabahı pencere gürültüsüyle tanıyan çocuklar var hâlâ,
Anneleri perdeyi aralarken,
Güneşle göz göze gelmemek için kısıyorlar gözlerini.
Ben o çocuklardan biri değilim artık.

Basit olur çocukların kuralları; üç korner, bir penaltı
En sevdiğimiz öğretmenler, en başarılı derslerin ortak noktası.
Neydi maarif? Kazandırdığı irfan neydi?
Terbiyesiz talim, muallimsiz tedris… “Nasıl” değil, “niye?”

İniş acele ettirir, yokuş yavaşlatır; her iki uçta da kesilir nefes.
Ne mum yanar rüzgârda, ne tutuşur havasız ortamda ateş.
Su, sel olur yıkar; buhar olur, göğe siner.
Ne fazlası rahmet, ne noksanı bereket

Arttı, büyüdükçe hasbi bir selama muhtaciyet.
Bilgi çoğaldı, ilim kabardı; göz gördü kalp duymadı, sustu hikmet.
Kalmadı gönüllerde ne safiyet ne metanet; şaştı niyet.
Söz bitti; öz saklandı; sükut artık mecburiyet.

Bir pazar yeri gibiydi dünya; her tezgâhta ayrı ses farklı renk.
Kimi günahını koydu teraziye, kimi sabrını bozdurdu yan tezgâhta.
Kimi vicdanını tarttı eksik gramla, kimi hileyi dizdi arka tarafa.
Doldururken herkes poşetini; köşeden bir yabancının duası dokundu kulağıma.
Anlamadım kelimeleri ama tanıdım duyguyu, tıpkı şu yabancı şarkıdaki gibi
İnsan, aynı Allah’a farklı dillerde yakaran bir mahluktu

Yürüyordu adam, ayakkabısının tabanı yukarıda, cami çıkışında eğildi bıraktı yere
Biri dedi: “İşimiz Allah’a kaldı.”
Adam sordu şaşkın: “Ya kime kalacaktı?”
Rüzgâr esti sonra, bir yaprak döndü önüme, kıvrımlarında mevsimler…
Gören dedi: “Her şey gelir, her şey geçer.”

Mevlüt Asan
Kayıt Tarihi : 21.10.2025 13:42:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!