EVLAT İMTİHANI
Saat öğleden sonra beşti. Temmuzun kavurucu sıcağı alnını boncuk boncuk terletmişti. Evlerinin dış kapısına kadar zorlukla gelmiş, beşinci kata nasıl çıkacağını düşünüyordu. Evleri belki de o dönemin son asansörsüz evlerindendi. Merdivenler gözünde büyüdükçe büyüdü. Ama olsun buna da şükür dedi içinden, edep ve kanaat en güzel asansör değil miydi neticede Rabbin rızasına yükselten. Hep kanaat etmişti bu yaşına dek. Çeyrek asrı devirmişti belki de bu şehre gelin geleli.
-Biraz oturup soluklanayım dedi apartmanın kamelyasında.
Nasılda güzel açmıştı güller, hanımeller, bir komşusu da domates biber ekmişti kıyıda köşede bir yere.
-Eski toprak nede olsa diye geçirdi aklından. Vazgeçemiyor işte apartmanda da olsa toprağa dokunmaktan dedi.
Nasılsa bu düşünce Hz Adem’i düşürdü aklına.
-Adem babamız da topraktan yaratıldı. Sorular yağmaya başladı yağmur gibi zihnine. Bir anda gökyüzüne ilişti gözü, bulutlar sanki birinden kaçar gibi hızla geçtiler gök yüzünden. Hafif bir esinti, hafif bir ürpertiyi tetikledi teninde, soğuyuverdi üzerinde teri. Simsiyah bulutlar şahlanır gibiydi şehrin üstüne.
Taşıtlar hızla gelip geçiyor, her yer kalabalık,
Ben seni düşünüyorum bir bodrum kahvesinde
Uzat bana uzat ellerini
İzinli askerler görüyorum, kırıtarak yürüyen işçi kızlar
İstanbul her günkü yaşantısı içinde, uğultulu,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta