İçimde ki sen'i öldürdüğüne en büyük kanıttı;
Bir zamanlar bakmaya kıyamadığım fotoğraflarının
Şuan elimde paramparça olması....
27 mart 2011...
Bazen öyle bir giriyorsun ki rüyalarıma
Hiç uyanamayacağım sanıyorum
Uyanmakta istemiyorum zaten
Bazen öyle bir çıkıyorsun ki karşıma
Kokunla komaya giriyorum sanki
Kalbimi sızlatıyor benim olmayışın
Gördüğüm en korkunç trafik kazasıydı;
Bakışlarının yüreğime çarpması
Ölen olmadı
Ama ruhum ağır yaralı
4 Aralık 2011
Cennete düşeceğini sanıp
Cehenneme düşen insanın şaşkınlığı ve tedirğinligini yaşıyorum
’’Gitmeyeceğim’’ deyipte gittiğinden beri
Başımı ellerimde sabitleyip
saçlarımı koparırcasına izledim gidişini
O artık başkasının, bunu kabullenmek zorundayım ama kolay değil. Saatlerimi, günlerimi, haftalarımı hatta aylarımı harcadığım kadın'ın başkasının olması düşüncesi beni çıldırtıyor. Ama o başkasının dönmez geri. Belki daha mutlu belki değil. Her gece dua ediyorum Allah'a benden aldıgı mutluluğu ondan alsın diye.
Sonra diyorum buna gerek yok. Yaşandı ve ''bitti'' buraya ''bitti'' diye yazmam kolay evet söylerim de hatta, bitti demek kolay, bitirmek zor.
Sus diyorum kalbime, sus. Acılardan acı beğen ve çek! acı çek ve unut. Seni ağır yaralı bırakanı, acıların ortasına atanı unut.
Ve sen görseydin beni, görseydin şuan ki halimi neyse görme daha iyi
Kalbin sızlardı belki
Sızlayacak bir kalp olsaydı tabi..
Çok geçmeden haberini aldım, onun bana yaptıgını başkasıda ona yapmış. Herkes ''ben''im gibi olmazdı. Biliyordum, ve biliyorum ki O bana geri dönecekti
Ve bir gece yarısı mesajını aldım. Ayrılırken ''sil'' dediği numarasıydı o. Rehberden silmiştim aklımdan hayır. Neyse ilk görüşte beynimin sarsılmasına neden olmuştu, aynı kalp çarpıntısı, aynı aptal telaş.
Yazmış; Nasılsın
Hiç bozmadım istifimi, oldugu gibi yazdım; Ölüyorum, sen nasılsın?
13 Şubat 2012 gece 02:00 suları..
Sevseydi gitmezdi’ cümlesinin en çok kullanıldığı günün ardından gecenin soğuk karanlığına doğru ilerliyor zaman.
Elimde ki kahveyi yudumlarken bi soru takıldı aklıma.
Sevseydi gitmezdi’ diyorlar ya hani? peki diyorum, sevmeseydi gelirmiydi?
Neyse diyorum, neyse siktir et
Beni en iyi anlayan şeyi arıyorum, kalemimi. Bir şeker hastasının insülin ilacını aradığı gibi yada bir annenin lunaparkta kaybolan çocugunu aradığı gibi bulamayacağı korkusu eşiğinde.
Ve parmaklarım kanayana kadar yazdım, yazıyorum. Ama siz, siz beni anlamaya çalışmayın. Çünkü siz mutlusunuz, ben mutsuz. Tuttum onca sevilecek ve sevileceğim kişi arasında en imkansızı seçtim. Ben yaşadım, siz yaşamayın bunu. O kadar acı ki. ’Ne kadar acı? ’ demeyin işte. Ölüm döşeğinde yatan birisinin çektiği acıdan kat kat acı, her saniye ölmek gibi.
Senin bana verdiğin en acımasız ceza; gidişin
Kalbimi ağır yaralı bırakıp gidişin. Keşke diyorum, keşke öldürseydin. Çünkü, öldürseydin her aklıma gelişinde başımdan aşağı kaynar sular dökülmüşcesine yanmayacaktım. Sen giderken sustum, bekledim. Belki dedim belki döner. Ama arkana dahi bakmadın.Ayak seslerin beynimi kemiren çığlıklar gibi yankılanıyordu beynimde. İlerdeydi adımların hep ilerde.
Attıgın her adımda hayallerim biraz daha yıklıyordu üstüme. Üstüne kalbimin kırıkları. Nasıl altından kalkacağımı bilmediğim bu enkazdan çıkmak zorundaydım ama nasıl? Belki dedim, başarırım. En yakın arkadaşım olmuştu ’belki’ler.
Sonra bakmaya kıyamadığım resmini getirdim odandan. Hani baş başa gittiğimiz İstanbul gezisinden. Adına şarkılar, şiirler yazılan istanbul’un güzelliğini, güzelliğinle ört pas ettiğin resim. Aldım karşıma, 2 kadeh koydum masanın iki ucuna.
İçsem, içsem içsem
Ve haykırsam Adana'nın
Yağmurlu ve ıssız sokaklarında
Seni seviyorum'' diye
Ve bir ses yankı yapsa
Çığlık düzeyinde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!