HİCRAN GECESİ
Hafızasını kaybeden her buluta, şifadır gözlerim
Fırtınası yitik ummanlara dalga
Sütü kesilmiş analar
Benim şiirlerimle emzirir çocuklarını
Kurak memleketlerde bereket olur akarım
Göğsümde biriktirdiğim pınarlarla…
Aşk; farz-ı ayindir çünkü,
Hicret sünnetten…
Ben bunu kavramış olsam gerek
Doğmuşum bir sonbahar akşamında
Çağlayan yağmurlarla…
Sadece şairlerin bildiği
Asude beldelerde yürüdüm
Yürümeye başladığım ilk gün.
Sadece aşıkların dilindeki figanlar
Döküldü dilimden ilk sözcükler olarak
‘’Ana ‘’ demeden daha…
Kendimi insanlara aşk diye tanıttım,
Cananı sorsalar, cennet gelirdi gözlerimin önüne;
Susardım;
Canan dese biri, ben sana susardım.
Kimsenin sezmediği kavruk bakışlarımdan
Dökülen katreler kafi gelmezdi susuzluğuma,
Deryalara dalsam kanamazdım sana,
Mehtap şelaleler akıtsa , olmazdı işte!
Alevdenmiş aşkın şarabı
Kanılmazmış ;
Kanılsa zaten adı aşk olmazmış;
Öğrendiğimde bunu
Çoktan müptela olmuştum ateşe…
Ve hatıralar çaresidir ayrılıkların
Sevdaların mazidedir tesellisi
Düşlerde yuvalanır avuntular,
Bir balkon dibinde,
Olmadık anda bir sahilde
Gözü kapalı gönlü açık olanların
Bilal’in rüyalarının
Ve anlamlı bir nazarın kazındığı beynine
Çığlık çığlık dökülür vefasızlığın sesi;
Bırak , bir tek hayalini bırak bana
Bu hicran gecesi…
YUSUF GÖKBAKAN
Yusuf Gökbakan 2
Kayıt Tarihi : 8.2.2018 02:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!