Gezdim, gördüm, Viran olmuş Baba yurdu,
Ağladım; dağlar, taşlar feryadımı duydu,
Yine de gelecekten sakın kesme umudu,
Darda kalanların umudu, Boz atlı Hızır Hey.
Arpa-buğday ekiyorduk, evlek evlek,
Halen hasret çekiyorum Ah! diyerek,
Gider Benim hasretimi ey Mübarek,
Dersimin ziyaretgahı, Düzgün Baba Hey.
Bor kalan arazide, tarla-tapan görülmüyor,
Öküz, tosun kalmamış, çiftler sürülmüyor,
Dağlarımızı kar tutmaz, duman bürümüyor,
Yüce dağları kaplayan, boz bulutlar Hey.
Artık kuşlar eskisi gibi neşeli ötmüyor,
Sular çekilmiş, Çayir-Çimen bitmiyor,
Hali hazır hiç bir şey yolunda gitmiyor,
Bozulmuş bütün tezgahlar, Düzenler Hey.
Çocukluğumda kimse bilmezdi Şehiri,
Eşek sırtında geçiyorduk, koca Nehiri,
Köprü-Varengel ne ki, rüya idi her biri,
Koca koca gemileri yüzdüren denizler Hey.
Çok zevkli olurdu, Nehirde çıplak yüzmesi,
Çokelek vardı, neyimize yoğurdun süzmesi,
Taze dut yerdik, lakin aranmazdı ezmesi,
Tok gezip, aç yattığımız o uzun geceler Hey.
Günde üç öğün, ayran-ekmekti değişmez aşımız,
Düşman yoktu, hep doğa ile idi tüm savaşımız,
Doktor-Hastane nerde, yerde kalırdı naaşımız
Her derde deva bulan, koca Lokman Hekim Hey.
Taze gelinlerimiz olurdu, elleri kınalı kınalı,
Düğünler yapardık, çoğu davullu, Zurnalı,
Başlık parası vardı, ama bilinmezdi Burmalı,
Ne yaman zurna çalardı, Zurnacı Bedo Hey,
Babam Kemale erdi, oldu Pir'i fani,
Bizlere örnek oldu, verdi ilim irfani,
Haşa yalan, dolan bilmezdi, safti yani,
Seni Rahmetle anıyorum, Babam Hey.
Kayıt Tarihi : 24.4.2009 17:24:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)