gözlerimizi birleştiren tanrının altın ışığı
ince parmaklarına yorgan yaparım avuçlarımı
şakakların acısını göğsümde dindiririm
istediğince kal, kenetle bedenimi
bu dudaklar başka çehreye ilişmedi
sensin vücudumu hafif sarmalayan zifir
uyuşmuş bedenimde al tonda renkler uyandıran
yanaklarıma, burnuma usulca konan
seni gözetlemek istesem avuçlarda tutamam
üç günlük fani, hoş bir anı bende kalan
tiksiniyorsan kokumdan bu gönlü benden al
doldurmaya çalışacak her zaman senin yerini
gün geçtikçe kaptıracak o taze rengini
hastalıktan bitkin düşmüş öksüren bir adam
şefkatten uzak biçimsiz kollarımın ikisi
sıkıca boğuyor altında uzanan bedeni
dilerdim ki, paylaşabilseydim
seni vücuduma evrenler sığdırarak sevmektense
herkese bir toprak parçası sunabilirdim
boğazımdan aşağı düştün, bir kurt gibi
hisse sahip tüm uzuvlarımı mahvettin
yer edindin kendine, ufalanmış kalbim
seni taşımaya uğraştıkça devleşti
sığmıyor artık parçalar içinde kalmış göğsüme
çık, yurt edinme bu uçsuz cehennemde
öylesine sıcak ki duygular ateşi
gün gelir yutar en sakladığın uç kişiyi
keşkeler keşkesi, omuzlarında bir kez dinlenebilseydim
olurdu son dinlenişim ve de kendimi eritişim
bu âna sahip olmak uğruna ısıtırdım tüm kemiklerimi
derimin damlalarıyla son kez sunardım kalbimi
belki bunda yumuşardı nefret dolu gözlerin
bana yedi gezegeni, dünyayı verirdin
bulutlara kapladın beni, teşekkür ederim
kısılan bilincimde son nadide hatıram için
Kayıt Tarihi : 22.7.2022 22:44:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!