Yalnızlık, yıldız senfonisi dinlemek.
Aynadakiyle megaloman söyleşi...
Papatya falındaki son yaprak.
Yalnızlık, çobanımsı …
Uzaktan sevmelerin mahcupluğu...
Yalnızlık, kafesteki kuşun maviye hasreti.
Balıksız deryada sadist olta…
Pençesiz ayı, dişsiz aslan halleri…
Yalnızlık, şekersiz çayda kaşık…
Aşsız ocağın tenceresine kapak olmak.
Katıksız ekmek, tuzsuz yemeğin tadı.
Yalnızlık, susuz tarlada meyvesiz ağaç.
Boynu bükük gelincik melankolisi...
Öksüz, yetim, kimsesiz çocuk.
Çocuksuz oyuncağın ıssızlığı…
Yalnızlık, tekerleksiz arabada yolculuk.
Topal ayakla gerilerde kalmak.
Çolak kolla sevdiğine sarılamamanın ezikliği.
Yalnızlık, uykusuz yataktaki agresif…
Ahraz duvarların sessiz çığlığı.
Yalnızlık, aykırı yaşamaktır… deliliktir bir çeşit...
Ağlarken gülen ya da kendinden kaçan ironi…
Burun sızlatan iç çekişlerince mazoşist...
Yalnızlık, tek başına…
Tanrı gibi tek ve çırılçıplak…
Bir tek kendine aşık…Narsist…
Giderken el sallamadan ayrılmak gibi.
Herkesin yalnız öldüğü bir dünyada,
Mürekkebi tükenmiş kalemin yarım kalmış şiiri...
Kayıt Tarihi : 3.8.2010 14:23:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Herkesin yalnız öldüğü bir dünyada,
Mürekkebi tükenmiş kalemin yarım kalmış şiiri...
***
Tebrikler, gayet güzeldi yalnızlığı tarifiniz...Saygılar........
Abdulvahap Yıldız
hep avuçlarımızda
üstelik
kalabalık olsak da..
Tebrikler...
Boynu bükük gelincik melankolisi...
Öksüz, yetim, kimsesiz çocuk.
Çocuksuz oyuncağın ıssızlığı…
çok severim yalnızlık şiirlerini...çok da yazarım...
ama böylesi bir ustanın kaleminden okumak yok muu?
tam bir keyif....
TÜM YORUMLAR (8)