-Güzin'e-
Belki yine gelirim.
Boşu boşuna söz verip durma,
seni tanırım bir daha mı?
Katiyen ile kesin arasında gelirsin.
Sen omuzlarında yalnızlık yükü taşımaya
alışkın değilsin,
dayanamazsın;
sonra kırılır kolun kanadın, düşersin yollara.
Önce vadilerden geçersin, yokuşlara tırmanırsın.
Nehirler, ormanlar arkadaşın olur.
Güneş istemeyerek kaybolur dağların ardından.
Yavaş yavaş saklar gece koynunda seni.
Sana duymadığın masallar anlatır baykuşlar.
Belki korkarsın bir ağaca dayanır, uyursun.
O güzel kokunla dolar gökyüzü
ve çeker tüm canlıları üzerine
uyandırmamak için seni uzaktan
izler onlar.
Birden bütün evrene barış gelmiştir senden ötürü...
Üşütmemek için sabahın çiği,
bir senin üzerine düşmez.
Dağların ardından koşarak çıkmıştır güneş,
karanlıktan korkmuşsundur diye...
Toprak cümle yemişlerini sana sunmuştur,
acıkmışsındır diye...
Ayaklarına dokunabilmek için
ezilmekten korktukları hâlde
ilk kez kaçışmamış karıncalar.
Kelebekler ömrünün tek günlerini,
seninle geçirmeye çoktan razı...
Arıların, sineklerin, cırcır böceklerinin
sesleri kesilmiş güzelliğinden.
Ceylanlar, kuğular bir çirkin bulmuş kendilerini
elbette seni görünce...
Geçtiğini gören kurumuş ağaçlar, çiçekler,
ve ölmüş böcekler
kokunla hayat bulmuş.
Ey sevgili,
senin karşında dili tutulan evren,
sensizliğin saniyesine dayanamazken
evrenin parçası dahi sayılamayan ben,
sensizliğin salisesine nasıl dayanır?
Anıl Kanber
Kayıt Tarihi : 6.10.2019 15:40:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.