külrengi
kısraklar iniyor kent'e
uzun es-o-es'ler geçiyor
mahallelerden
kaçımız cesur
kaçımız yiğit
ve
ne varsa her şeyi sınayan sen
öyle kalabalık geliyorsun ki
saklıyorum/ gönül menzilinin uzağına
vardiyalara sıkışmış cesedimi
bir şarapnel ağırlığı
bir kara sövgü
dişlerimi sıkarken
ezim ezim eziliyor
bu beyaz parşömen
susuzluğumla yıkanıyorum
toprak kalıplarda pişmiş mermilerle
üstü kalsın derken ümitliyim
pasaportsuz yaşayacak kadar
haymatlos ve kalender
uzlaşarak
yan yana sıkışarak
üzgün ve/ya şakrak
hükümsüz şiirlerin kapaklarından sızarak
varır giderim
asrî bir eşkiyalığa
hergele yolunda bekledim
bağışlanmayı
on dört bin yıl
on dört bin yıl
ne altın ne gümüş
ne küfür ne zakkum
parya uykularda
eşkalsiz bir düşman
olarak belirdim
soylu dişilerin (u)mutsuzluğuna
Kayıt Tarihi : 30.1.2020 09:15:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)