Hayatın karmaşasında savrulan toz taneciklerine aldırmadan
Maddenin ortasında parlayan bir kırmızı gül
Dönüyor etrafında sendeleyerek karmaşanın yorulmadan
Duyguları aşikâr arsızlık üstü sarhoş zavallı bülbül
Bu bir hikâye değil sakın aldanmayın
Avamın diline düşmüş gül ile bülbülden
Hakikat perdesinde dans eden ruhlarımızın ağıtı
Yalnız ve de kaybedilmiş anların üzerine
Beraberce bir ritüelin en sade ve derinliklerinde
Kimselerin kabul edilmediği teklikte
Kırmızı gül siyah şalıyla halkalar çiziyor
Aldırmadan bülbülün zikzaklarına
Gözleri kayıyor gökyüzünden yıldızlara
Ellerinde şekilleniyor semanın her zerresi
Bulutlar ufalanıyor duvağının üzerine
Bir name tutturuyor rüzgâr cömertçe
Tebessümü ısıtıyor her yanı
Ayakları bir perinin büyüsünde akıyor sessizce
Yeryüzü sema ediyor sanki peşi sıra
Kırmızı gül siyah şalıyla halkalar çiziyor
Sular kabarıyor coşku akşamında naz makamında
Güneşin gözleri gözlerimde kamaşıyor
Kırmızı gülün dallarına tutunuyoruz
Yolumuz arıyoruz kaybetmişliğimizde
Uzanıyoruz en tutulmazlığına anın
Düşünceler dilberini umursamadan,
Sonunda çıkıyoruz yolculuğa güneşe değil
Güneşle, sevişerek günün koynundan akan kelimelerle
Haleler peşi sıra
Kırmızı gülün şalından çıkan halkaların.
Kayıt Tarihi : 31.3.2008 13:24:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!