Kesik kollar görüyorum avuçları gök yüzüne açık dua eder gibiler
Her an birileri terk ediyor odaları kapıları pazarları her an birileri terk ediyor kaldırımları tamir görmüş merdivenleri senleri benleri
ve selam veriyorlar sürekli dalgıç kuşları gibi kokuyorlar yalnızlıkları sabahları torbalarında hileli ekmekleri
her sabah çekiyorum çelik dış kapıyı dönüp dönmeyeceğim belirsiz sabah mahmurluğum
kot pantolonum güneş kurutsun diye bıraktığım ıslak saçlarım fiks menü otobüs durakları otuz liralık altmış liralık kartlar gösterince düdük çalan ekranlar
Tıp fakültesine bakıyorum ve seni görüyorum yurt dışından gelecek ilaçlarını almaya gittiğimizi mayıs sabahı gülümsediğini görüyorum bahçe de ve unutuyorum bu gülüsemenle hayatı tezgahı bayırlardan aşağı yuvarlanıyorum vadilere düşüyorum tanımadığım.bir bulutla kör ebe oynuyoruz oysa dağılıp gidiyor ve her şey rüyaymış demek ki diyorum...
Uzun yola çıkmaya hüküm giydim.
Beyazların yöresinde nasibim kalmadı
yerlilerin topraklarına karşı şuç işledim
zorbaların arasında tehlikeli bir nifak
uyrukların arasında uygunsuz biriyim



Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta