Sevgilim!
Bazı cümlelerin bu saatte,bu satırlara,bu denli yerleşmesine mütevellit;kırk yıl önce içilmiş acı kahvenin hatrı ile alakası olduğunu hiç sanmıyorum…
Zaten o kahve ilk yudumda dibime çökmüştü.
Telvesi damağımda dağılmadan,kulaklarıma çarpan sözlerin koru,dudaklarımı oyuna getirip,içimde avaz avaz bağıran erbabı yasaklı aşkın dizlerine düşürdü…
Yarınımı koynumdan çalıp,beni bildiğim,gördüğüm yerlerden çok uzakta bir yerde yalnızlığın sığamadığım odasına kapattı.
Buraları seni içimde hallettiğimi,yok ettiğimi,unuttuğumun altını çizen cümlelerle doldurmak isterdim.
Bir deniz bekliyorduk. Duvara çarpıp ölmesi gibi
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem
Devamını Oku
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem