Gece, alnıma yaslanmış bir suskunluk gibi,
rüzgârın taşıdığı unutulmuş yüzleri dinliyorum.
Her sokak lambası bir eksiliş,
her gölge bir başka hatıranın kefeni.
Bir kapının aralığından sızan ışığa eğiliyorum,
kim bilir hangi yorgun kalp
kendi acısını avutmak için
duvarlara sessizce dua çiziyor?
Bedenim, uyumayı bilmeyen saatlere rehin,
gözlerimse yersiz yurtsuz bir yolcunun
gölgesini sürüyor taş kaldırımlarda.
Bir çığlık boğazımda asılı,
söylesem dağılır tüm şehir,
sussam, içimde devrilen dağların uğultusu
beni paramparça ediyor.
Öyle büyüyor yalnızlık;
kendi gövdemi kendime mezar kılıyorum.
Oysa hâlâ,
bir adım ötede doğacak sabaha
sırtımı yaslamak istiyorum.
Ama sabah da, tıpkı senin gidişin gibi
gelmekten vazgeçiyor…
Hasan Belek
15 Eylül 2025
Akçay
Kayıt Tarihi : 15.9.2025 13:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)