Tadım yok bu aralar…
Ne yaprak dalda yeşil,
ne de yağmurun avutması bende.
Ne Zaman ilacımı verir bir kadehle yanıma,
Dön..!
Dizboyu karanlığın celladı ol,
aydınlığımın şafağı, ürkek akşamlarımda
titreyen muma inat.
Dön..!
Annesinin haberi yok…
Ah! bir de görse,
canından can kopacak…
Bu sabah okunan sela,
bahseder mi acep,
Kamyon altında kalan kedicikten?
40 yıl..
Ne zamanları,
ne yaşamları,
ne anları yaşadım…
40 yıl..
Uzaklarda bir yerlerde,
Bir varmış bir yokmuşsun.
Gözlerin değmiş yüreğime,
Gözlerin,
Zeytin karası,
Gözlerin yüreğime,
Bir akşam Ankara da,
akşam serinliğinde,
az ötede bir yerlerde,
uzaktan bakıyordun.
Belli ki beni bekliyordun.
Gülüyordu ta oradan yüzün,
Sonbaharın hüznüne hüzün katan yüreğimin
gözyaşlarında sensiz,
kimliğini kaybetmiş kara sevdamın
elveda çığlığını atıyorum.
İsyan etsem de yokluğuna,
Üşüyor ellerim,
üşüyorum sımsıcağa hasret.
Sevginin sıcaklığına doğru açtım yüreğimi,
umudu içimde duyarak
sensizliğe yakıyorum sigaramı
yüreğim,
Ben büyümüşüm, kimse söylemedi...
Baktım;
ne ellerimde minik gamzeler,
ne dudaklarımda o çocuksu kahkaha....
Yağmur yağıyor saçlarıma,
Mevcudiyetim sırılsıklam,
Ters dönmüş şemsiyemi
Ev yapmaya çalışıyorum.
Bir otobüsün kanatlı kapısı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!