Sene bin iki yüz yetmiş
Yetmiş ola Allah Allah
Beni kendine aşık etmiş
Etmiş ola Allah Allah
Hakirin ma´şuku Leyla
Şeriat babında hizmet ederken
Tarikat kuşağı çezildi geldi
Ma´rifette lam elife giderken
Hakikat üstüme düzülü geldi
Karış Ehl-i beyt´e bakıp cihana
Teferrüc eyledim devr-i cihanı
Aşıklar sevdayı yare bağlamış
Şu elin yurdunda nâdân elinden
Mazlumlar ah çekip kara bağlamış
Aşık maşukuna demiştir beli
Vilayet sofrasını meydana seren
Hakikatta yenen lokma sır olur
Otuz üç urufun şepbel misabı
O sofraya el sunanlar er olur
Binde bir can o safraya sunamaz
Yine bir ayrılık çöktü serime
Aşayım gideyim dağlar duman mı?
Bir bergüzar veremedim yarime
Şu hengamda ayrılacak zaman mı?
Yüklendi barkana çekildi katar
Yine sefinemiz doldu dert ile
Açıldı deryaya saldı gidiyor
Bahçedeki güller hem hasret ile
Kadrini bilen yok soldu gidiyor
Yalan dünya cefasından geçenler
Zalimin zulmünden yıkıldı cihan
Hak Habib-i Mustafa'ya de gelsin
Her tarafta baş kaldırdı adüvan
Şah Aliyye'l-Murtaza'ya de gelsin
Onlar düşünmedi Hak divanını
Zât-ı Pâkinden haberdâr olduğum mudur suçum?
Emrine her dâim boyun eğdiğim midir suçum?
Halk-ı âlem atlas-ı zîbâya gark olmuş gezer
Ben garîbin bu abâyı giydiğim midir suçum?
Mücrime lâ taknatü min rahmetillah var deyü
Ağlarsan sen kendi başına ağla
İçten içe ağlar yaran bulunmaz
Bağlarsan sen kendi yaranı bağla
Şu onmaz yarayı saran bulunmaz
Sırrın yada açma çek bu cefayı
Aramızı karlı dağlar alınca
Gayrı dost eline gidip gelinmez
Yahşi tabip benim yarem sarmıyor
Beyhude söz ile menzil alınmaz.
Geçti zamanımız devir bozuldu,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!