yanıyor dalda bulut
nefesinde zaman yanıyor
rüzgarda ses
telefonda umut
kapıda hasret
mevsimler yanıyor pencerede
toprak aç
gökyüzü suskun
gölgesi suya düşüyor siyah beyaz harflerin
en keskin bıçaklar bileyleniyor
bu yalnızlığın mevsimi
bildiğin en sıcak yaz
ellerin diyorum
ellerin en yalnız coğrafya şimdi
en kederli tarih
gece derin bir çukur açıyor tam göğsünün ortasında
derin bir ah şekilleniyor
böyle başlıyor intiharlar
böyle susuyor an
şimdi pişmanlık vakti
emanet istasyonlar arıyor bu saat şehrin caddeleri
kaldırım taşlarında ayak sesleri kesiliyor
tanıdık bir hüzün şimdi Sarayburnu’nda gece
ağlar çekiliyor dalgalardan
henüz yıkanmamıştır Kandilli'de sabah
henüz gözlerinden kalkmamıştır bulutlar
bilirim
sıcaktır ellerin
yüreğin güneşten sıcak
duvarlardan sesim yankılanıyordur
halka halka tütüyordur hasret
içinde silahlarını bırakmış bir ordu
iskelede geri dönmeyecek ayrılık
Aşiyan öksüz bir yeşil
şimdi Akdeniz açıyor bütün mektuplar
tren yolları kıvrım kıvrım Anadolu
hasret hangi sılasındadır gönlün
hangi göç kalkar yüreğinin dağlarından
hangi deniz yıldızsız kalır
hangi alfabede Ege duman duman
iki ucu keskin sessiz harflerin
kanıyor gecelerce biriken şiir
düşler içinde bir masal
sen ey hasreti ömrümün
Kayıt Tarihi : 18.7.2025 10:22:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ne çok "hasret"
Ne çok boş kaldı eller!
Neden Ege "yangın yeri"
Neden sahillere doluyor onca seven
Neden birleşemiyor
Hasret çekenler!
Evet
"Ömrümün Hasreti"
Ya da Hasreti Ömrümün,
Şiir,
Çokça tebrikler Nazan Hanım...
TÜM YORUMLAR (1)