Sönmüş ocak başında, hayallere dalmışım
Geçmişten geleceğe, bir mektubu salmışım
Eski bir minder üstü, yalnız başa kalmışım
Gönlüm eski demleri, hasret ile anıyor.
O cıvıldayan sesler, şimdi susmuş derinden
Ne bir seda duyulur, ne bir haber birinden
Rüzgâr bir ağıt söyler, penceremin yerinden
Gönlüm eski demleri, hasret ile anıyor.
Dedemden yadigârdır, duvardaki bu saat
Zaman dursa ne çıkar, gönül değil ki rahat
Bu evde geçti ömrüm, hem keder hem saltanat
Gönlüm eski demleri, hasret ile anıyor.
Erik ağacı küsmüş, meyvesini vermiyor
Yaşlı ceviz gölgesi, kimseyi göndermiyor
Bülbül bile bu bağa, nedense hiç girmiyor
Gönlüm eski demleri, hasret ile anıyor.
Annemin dokuduğu, kilimlerin rengi soluk
Babamın o heybeti, kalbimde şimdi boşluk
Her köşe bir anıdır, her anı bir sarhoşluk
Gönlüm eski demleri, hasret ile anıyor.
Her seccade izinde, binlerce dua gizli
Her taşında atamın, o mübarek eli izli
Sanki ruhlar dolaşır, bu mekânı gündüzlü
Gönlüm eski demleri, hasret ile anıyor.
Gözlerimde canlanır, o bayram sabahları
Gönül hanem dinletir, en güzel ahları
Yalnızlık dolduruyor, şimdilerde sahayı
Gönlüm eski demleri, hasret ile anıyor.
Kul Hasan’ım bu hasret, yaram oldu kanıyor
Her nefeste ciğerim, bir kor ateşle yanıyor
Gurbet elde bu kader, beni böyle tanıyor
Gönlüm eski demleri, hasret ile anıyor...
Hasan Belek
22 07 21
Altınkum
Kayıt Tarihi : 22.7.2025 17:14:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kul Hasan’ım bu hasret, yaram oldu kanıyor Her nefeste ciğerim, bir kor ateşle yanıyor Gurbet elde bu kader, beni böyle tanıyor Gönlüm eski demleri, hasret ile anıyor...
TÜM YORUMLAR (1)