Güz gülü gibiyim bahara hasret kaldım
Çölde kalmış bülbül gibi güle hasret kaldım
Yarinden ayrılmış mecnun gibi leylaya hasret kaldım
Yağmur düşmemiş toprak gibi suya hasret kaldım
Ya ben bahtsızım ya kaderim böyle
Daha neler neler çekeceğim felek söyle
Genç yaşımda çevirdin yetmişe bile
Gün yüzü görmedim mutluluğa hasretim nafile
Dalında kurumuş yaprağa döndüm
Gölde donmuş suya döndüm
Patlamaya hazır bir volkana döndüm
Yaşamaya hasret kaldım
Ben kalemdim sen silgi
Nizamettin çok şey istemedi sadece ilgi
Sen de şunu aklına koy şunu bil ki
Bu defa geç kaldın sen kalem oldun ben silgi
Bir gün bana yakınlık gösterip gülmene hasret kaldım
Başıma taşlar yağdı durdu
Felek beni can evimden vurdu
Tek tesellim kanaryamda oda öldü
Ben geçmişe daldım hasretinle yandım
Ayrılığın ısırgan otu gibi sardı bedenimi
Ölüm acımadan musallat taşına koydu bedenini
Kör eyledin gözlerimi görmedim ben beni
Ağız tadıyla saramadım o ince belini
Hep uzağa kaçtın ben hasretine yandım
Nizamettin ERGÜL
Nizamettin ErgülKayıt Tarihi : 20.5.2012 13:02:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)