Eylüller gelir,eylüllerde…
Rüzgârı fısıldar,garip bir ürperti .
Bir sarışın,bir kızıl tebessüm,
Biten aşkların , sevdası gibi.
Sararır kırılan ümitlerde,
Ey Türkistan hala neden esirsin.
Boğulmakta nefesin,çıkmaz sesin.
Kızıl bayrak olmuş sana kafesin.
Özümsün sözümsün güzel Türkistan.
Ağıtlar öz vatanın dağlarında.
Sustum,kendimi duyabilmek için.
Sığmaz dünyama gece sessizliği.
Şimdi gökyüzü bana daha yakın.
Düşüncemde kısalır sonsuzluğu.
Çok tenha geliyor bana şehirler.
Çekilirken gecenin canı,
Dünde ölmüştü birkaç anı.
Riyası olmaz ki ölümün,
Sessizliğin sonsuz mekanı.
Elime değerken yıldızlar,
Sakin bir sonbahar,
Hafiften bir yağmur,
Rüzgârlar yol yapmış içimde...
Bir sığınak arar gibiyim,
Ölülerin gözlerinde…
Ne eskisi var,ne de yenisi,
Yaşadığım zamanın.
Eskiyen sadece bedenim,
Gölgesinde her anın.
Birkaç dost,birkaç seven,
Boşlukta durur umman,güneşin pervanesi.
Kıyısı yok gönlümün,bulunmaz tersanesi.
Arar idim dünyada,söylemez bir tanesi.
Zahirinde görünmez,gerçek aşkın hanesi.
Hamsa eğer meyveler,dalına çok sarılır.
Ne kadar büyük olsa da insanlarda beden,
Bir nefesi değil midir, ona da hükmeden?
Bu kadar kibirli olması bilmem ki neden.
Bir yürek değil midir, insanı insan eden?
Ne kadar parlak olsa da güneşin öğleden,
Bu kaçıncı hazandı,bağ bozumu mevsiminde.
Yazdan kalma gömleğiyle, geceler üşümede.
Yıldızlar kayarken sessizce,bir bir gökyüzünde.
Güz yaprakları sararıp, yalnızlığa düşmede.
Bu kaçıncı andı,bitip giden güz günlerinde.
Suyun altında gizlenen Atlantis,
Hayallerimize altın barınak.
Bilinçaltında beklenen havadis,
Yeşeren umutlara bir sığınak.
Hayallerde büyütülür korkular,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!