Kara yağızdır tenleri
Kerpiçtendir duvarları
Yurt eylemiş bu yerleri
Göçmüş,Avşar beyleri...
Ankara'dır plakası
Enginli,yüksekli dağların vardı
Kekik ve papatya koku salardı
Kuzusuyla,keçisi seker oynardı
Meraların parsele,ayrılmış köyüm.
Sürülmüş yolların,at geçemiyor!
Kılıç sanma yiğidim,bele taktığım
Uyanıpta kabus sanıp korktuğum
Uzak kalsam, bilinirmi yokluğum?
Kan kardeşim,Avşaroğlu,bileyim.
Kaldım naçar gurbet elde nideyim
Ne çabukta geçip gitti,onca seneler
Akları gizlemez oldu,kırık aynalar
Bırak,mazide anı kalsın da hatıralar
Usulca yastığa başın,yasla be Hasan.
Baki sanıp gençliği,zahir aldandın
Açıldı kapılar girdi emmi,dayılar
Hoş geldiniz, hepinize saygılar
Selamlaşıp hal, hatırı sordular
Hoş geldiniz, hepinize saygılar.
Bugüne nasipmiş bu birliktelik
Öyle ki,anlamsızlık bitiverir karşında
Zayidir ömrümüz,eğer bize kaldıysa
Cennet ve cehennem kimin yoluysa
Adaletin terazisi,hakkı ilen tarttıysa
Nesi ürkütür ki,bilmem,Işık dağının...
Henüz daha onüç,ondört çağımda
Kor olup tutuştun,gönül bağımda
Hayalin dün gibi durur karşımda
Sensiz olmuyor neyleyim,ey! ..yâr.
Girdap sanki bakışın,beni deleyler
Gök gürleyip,sağnak yağmur yağarken,
Gezdirmeden usulca,gökyüzüne bakarken,
Halam çörten suyuyla, kovasını yıkarken,
Kaşıklasak sımsıcak, bir tarhana çorbası.
Havaslanır,tatilde dana sığır güderdik,
Yürekleri dağladı,yağan kalleş kurşunlar
Masum yüzlerce bebeğin, kanını akıttılar
Yıkıldı çoğu minareler,bombalandı Camiler
Ben geldim Yaser kardeş,ben geldim Zehra.
Giydim postallarımı,düştüm çamur yollara
Kar-kış vız geldi bana,basarak mayınlara! ..
Ağardı saçlarım,eyvah!
Kalmadı telinde siyah
Ömür usta,bende çırak
Almadım,muradım eyvah.
Artık fersiz emeklerim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!