Bakmaya haya eder mor sümbüle
Bir defa gören göz güzel yüzünü
Minnet etmez bahçedeki bülbüle
İşiten kulaklar tatlı sözünü
Sen seyret diye uçar her kelebek
Sen yedi tepeli şehir, sanki kalbe tatlı bestesin,
Ayrılmaz bedenler senden, sen her bir nefestesin.
Güzellik puldur yanında, sen ki güzelden güzelsin,
Sevdan gönllere aksın İstanbul.
Ak çehren bir nur olur doğunca ufuktan güneş,
İstanbul, şehirler seçilmişi İstanbul,
Beşerin bin bir türlü Kimi Hakka' a, kimi dünyaya kul!
Malolmuşken sen imanlı göğüslerin son nefesine,
Yazık! Yakışmaz böylesi nice imparatorlar gözdesine.
Kader bülbülleri güle getirdi
Lal olan dilleri dile getirdi
Çöllere yağmuru bile getirdi
Gönlüme baharı getiremedi
Dağlarda boranı kışı bitirdi
Estikçe rüzgarlar külünü savuran
Sen diye için için tüten yerimsin
Sevdanı dolaştıran, tenimde her an
Leyla Leyla diyerek atan yerimsin
Gönlümde ne varsa söyle o yare
İçimi benden iyi bilen kalemim
Halini hatrını sor da bir kere
Vefayı sonradan dilen kalemim
Yakın uzağa kavuştu
Gazel yaprağa kavuştu
Ölü toprağa kavuştu
Biz bize kavuşamadık
Kalpler dile söylemese
Diller sevdayı ne bilsin
Kulu Mecnun eylemese
Çöller sevdayı ne bilsin
Ne gam kalır ne bir tasa
Ben Leyla diye kuruyup soldum
Dallarda çiçekler açsa ne olur
Hasretin kör zindanlarında kaldım
Gökte güvercinler uçsa ne olur
Yaktı hasret beni ıstırap oldu
Gözlerin çöllerde bir serap oldu
İsmin dudağımda mey, şarap oldu
Yürek yangınını söndüremedi



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!