Yıllar hüzün yüklü, sessiz.
Bahçeler gül görmedi sensiz
Bülbüller suskun asırlardır
Gül rengi diye ateşlere sarıldık çaresiz
düştük bir gül diye
Olmasa da ölümden başka bir payın
Kanatları sevgiden kuşların vardı
Kapansa gökyüzün, güneşin, ayın
Sonsuzluk mavisine uçuşların vardı
Saplar sararmış, başaklar boynunu eğmiş
Kimliğimde yazmasa da
Anamın dediğine göre,
Ekinler biçilirken doğmuşum
Irgat tarlasında acıkınca
Ninnilerle avunmuşum
Yıllar hüzün yüklü, sessiz.
Bahçeler gül görmedi sensiz
Bülbüller suskun asırlardır
Gül rengi diye ateşlere sarıldık çaresiz
Çöle düştük bir gül diye
Kızıl saçlarını
Dağıtınca ağ yel
Tebessümün sarılınca gözlerime
Üşüyünce gece
Gülünce gün
Maviyi çalıp denizden
Daha dün gibiydi öyle
Üzerinize üç beden bol gelen
Elbiselerle girdiniz sınıflara
Ufak tefektiniz hani
Boyunuz yetişmezdi kuru sıralara
Aşkı, sevgiyi, yarını, umudu
seni tanımadan önce
sevgi nedir bilmezdim
seni tanımadan önce
Ben aslında buralı değilim hemşerim
Bir şilep geçer önce boğazdan
Dalgalanır yüreğimin kıyıları
Limanlar gemilere mahpushane olur
Martılar gönüllü gardiyan
Bir yalnızlık kuşattığında Haliç’i
Aşkın coğrafyasında
Ben yanık toprak
Aşkın coğrafyasında
Sen yabancı bir deniz
Bütün ırmaklarım
Başı dumanlı Ağrı dağından
Allı yeşilli Gaziantep bağından
Geçit vermez Bahçesaray yolundan
Bahar getirdim sana
Kayseri’den, Malatya’dan Pınarbaşı’ndan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!