Yapıyoruz bayram neden?
Bunca hayvan can verirken!
Kurban olan İsmailken,
Eder miydik biz hiç bayram?
Yaratandan bir armağan,
KONTES
Başında ‘Kavak Yelleri’ eser
Üşengeçtir; emiri gözüyle keser
Şanına yakışmayanı yapmaz ölse
Riyakâr sanır kendini birine iltifat etse
İnsan yetiştiği sosyal çevreyle özdeştir, bir bütünlük arz eder:
Kralın biri oğlunu evlendirmek için prenses aradığını söyler.
Ben prensesim diyen yüzlerce kız davete koşup icabet eder;
Lakin civarda bu kadar krallık yoktur hangisi doğru söyler?
Başlarlar düşünmeye ne yapsalar da gerçek prensesi bulsalar?
MANILER – III
XI.
İnsan mükemmel eser
Kendine yontar keser
Çevreni incele de
Nasrettin Hoca’ya sorarlar:
Hocam, neden bu insanlar,
Bir sağa bir sola gidiyorlar?
Cevap hazır:
Dünyanın dengesi bozulmasın diye!
Oku! Deyip fetrette,
Ders verdi Habibi’ne.
Düşündüm acaba niye?
Belki “moso” olsun diye.
Kirletilmiş defalarca; fıtrat saf değil artık,
Nur topu gibi bir vicdan doğurmuyor artık;
Hilkat garibesi dünyaya getirdiği yaratık,
Mayası belli değil, belki de birkaç atık.
Damarlarında çirkeflik dolaşıyor, fellik fellik.
Sultan-ul Ulema’yla Mümine’dir membaın
Hak dinini ihya ettin Rahman’ın
Vicdanın duyu membaı kurumuştu kelamla
Dirilttin onu Ehli Beyt’ten getirdiğin selamla
Tembelliği, ruhbanlığı öldürdün, çalış oldu öğüdün
Çarkları hep tersine döndürdün; ümmetin yüzünü güldürdün
Bir martı göz kırptı yalnızlığıma,
Bir vuslat kaydı gözünden bağrıma.
Denizin yüreği kabardı, sarıldı boynuma.
Dalgalar koşup yetişti hemen imdadıma.
Güneş kor döküp söndürdü narımı,
KIRILMA NOKTASI
Bazen inayet sabırda gizlidir; Eyüp’tür misal.
Bazen ferasettedir hamaset; İbrahim’dir misal.
Bazen zulmeder nefse insan; Yunus’tur misal.
Bazen yırtar karanlıkları bilgelik; İsa’dır misal.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!