Keşke hiç bitmeseydi çocukluğumuz,
Her şey annemizin sütü kadar tatlı
---- ve masallardaki kadar saf kalabilseydi.
Masum yalanlarımız ve yanağımıza
---- kendiliğinden süzülen gözyaşlarımız olsaydı.
Kalemi ilk tutuşum o günden beri
Kelimeler unutmuş seni mısralar suskun,
İlham perim uçmuş bir bilinmeze,
Şiirlerim hasrete sürgün.
Sesim titriyor, boğazım düğümleniyor
Adını anarken,
Biz insanlar yaşayamayız sevgisiz, yalnız
Ama hep aşkın asansör boşluğunda kalırız
Son sevgili de kapıyı vurup çıkınca,
Eksiltili hayatımızın arkası yarınları oynar
pembe düşlerimizde.
Ne olurdu dönseydin?
Yollar kapandı, ardından. Önceleri seni, bana getirirdi, bu yollar. Geleceği, geçmişin koynundan koparıp, duygusuz asfalta kesik çizgili öyküler yazdırırdı. Hep, yeni bir insan bakışı arardım, seni karşılarken. yeni bir yolcunun uzun soluklu eskilerini satın almak isterdim. Fakat, her seferinde; geçmiş unutulur, yarına yeni mesafeler ölçülürdü, terminal soğuklarında.
Sonra ellerin ısıtırdı, düşlerimi. Bakışların utanıp benden kaçardı. Kaçıp, yollara düşerdi. Uzaklıklara lanet kopardı, gözyaşı büyüklüğünde.Ellerimi ısıtırdı, düşlerin.
Şimdi yollar ağlamaklı, ben yollara küskün...Bağışlanmaz kusurlarımız var, sevda adına. Her avuntu, yeni bir yenilginin ilk harfi oluyor. Gözlerime bir ağırlık çöküyor artık, günün sensiz saatlerinde. Sen yollara yenik, ben sevdaya...
Elest Meclisi’nde başladı, bu yolculuk,
“Belâ” akdine sadık kalarak.
Milyonlar içinde “Kün” emriyle,
Bir damladan bir yaşam kılarak.
Bir hücreden milyar hücreye bölünerek,
Sus!
Sustuğun yerde başlasın gece,
Karanlığa gömülsün senden kalan herşey.
Acıma sakın hislerime.
Tebessümü sürgün saldım peşinden,
Acı, müebbet misafir şimdi kalbimde.
Şimdi bu aşk için yoksun,
Ama benin için hep varsın.
Belli mi olur,
Belki bir gün bir mevsim gibi
-----çıkagelirsin hayatıma.
Belki ılık bir rüzgar olursun,
Bu dünya bir cennet bahçesi olur,
Bakınca görmeyi bildikten sonra.
Laleyi,sümbülü,gülü,nergisi,
Koklayıp, dermeyi bildikten sonra.
Öfkedir, bizleri yakan bir anlık,
Kapatın sokak lambalarını!
Karanlığa gömün köprü altlarını!
Ad koymayın doğan çocuklara!
Kapatın sokak lambalarını!
Karanlığa gömün utancımızı!
Ad koymayın onlara!
İzmir'deyim.
Alsancak'ta, Kordonboyu'nda...
Bir tarafta hırçın deniz,
Bir tarafta balkısı yaşamanın
Akşam güneşine inat...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!