yerime koy kendini ey gönül verdiğim.
çok severken beni bırakıp gitseydim dayanabilecek miydin.?
her gece rüyalarında sana koşsaydım bir kez olsun gülebilecek miydin.?
o kadar bağlanmışken kör düğüm gibi, koparıp gitseydim umutları, sevmeye cesaret eder miydin.?
ben her seferinde bir mızrak gibi saplasaydım gözlerimi kalbine, yinede gönül dünyanda beni yaşatabilecek miydin.?
benim için gözyaşlarınla suladığın kır çiçekleri kurusaydı çocukların uçurtmalarını gökyüzüne teslim ettiği kırlarda, sen yinede özgürlüğü sever miydin.?
Öyle güzel duygular biriktirdim ki senin için, öyle hayaller besledim ki senli, bir bilseydin gidermiydin.?
bu gönlümü sana değil de bir taşa verseydim o bile erirdi aşkımdan.
gökyüzüne anlatsaydım hayallerimi, bulutlar bile resmini çizerdi.
Gecelere sorsaydım seni dünyayı parıltısıyla aydınlatır, güneş bile utanırdı.
bir soğuk gecede ellerim buz tutarken, gönlümün derinliklerinde patlayan volkanlar anladı seni ne denli sevdiğimi.
sense hiç sevilmemişçesine, hiç beklenilmemişçesine umursamadan, senin için topladığım kır çiçeklerine inat çekip gittin.
Birden bire bir sızı dolar içine, açarsın gözlerini ufuklara bakarsın, oralarda ararsın ve birden bire bir kurşun saplanır kalbinin orta yerine, orada saklandığını anlarsın.
Çoğu kez sorarsın kendine, ne olduğunu anlamaya çalışırsın, aşk kelimesi çınlanır kulaklarında, içten içe Hayır! dersin, aşık olduğuna ikna edemezsin kendini, kabullenemezsin yenik düşmeyi.
Oysa aşka yenik düşmek benliğini kaybetmekdir.
benliğini kaybedersen yok olursun, bitersin, istemezsin.
Zaman alır acı çekmeye alışmak, daha sonra onuda seversin, ondan gelen dert baş üstüne dersin.
ve sonra anlarsın onu ne denli sevdiğini, neler yapacağına, nelere katlanacağına inanadırırsın kendini.
birde benden bak kendine,
istermisin gitmeyi o zaman benden,
birde bendeki senden bak bana gidince dayanabilecek miyim?
ben sendeki benden çok baktım sana,
yüreğimde olağanüstü hâl var, caiz değildir gitmen,
benliğime sığınmış duygularım sensizliğe yenik düşmüş,
Bazen bitti dersin kendince.
bittiğini sanırsın, oysa bitmeyecek şeyler vardır, aşk gibi.
bir sızı başlar dinmek bilmeyen yüreğinde,
bir uğultu kulaklarında, karnında ağrılar başlar düşünce aklına gözleri.
titrek ellerinle tutmak istersin gidenleri, uzatırsın gitme dercesine, havada asılı kalır ellerin gözlerinde yaşlarla.
herşeyi anlamsız kılarsın, bütün sorular cevapsız kalır yüreğinde onu sorunca sana.
Dilek ağaçları hep kurudur
ama dilekler hep yeşildir
bende bir dilek tutacağım
ipi boynuma takacağım
kuruyacak içimdeki bütün yapraklar
ve ipin ucunu dar ağacına takacağım
Esme be rüzgar esme!
Üşüyorum görmüyor musun?
ne diye esiyorsun hâla içime, kurudu bütün yapraklarım, kırıldı kolum kanadım, daha ne diye esiyorsun içime.
uzaklardan getirdiğin bir koku mu var sanki içime sindirdiğin.
esme artık ey deli rüzgar, bense kendi kendime bir köşede tükenmek üzereyim ne diye esiyorsun içime, uzaklardan getirdiğin bir koku mu var esme.
tükeniyorum kendimce kendi hâlimde kimseye yok bir zararım nede bir faydam, ne kimseye verecek umutlarım nede kimseye aşık olacak bir kalbim var ne diye esiyorsun hâla esme.
gecenin gizemi kadar acıları vardır,
denizin tuzu kadar yaraları.
sokağın tavanı kadar alçak duyguları vardır.
içten içe öldüren anlamsız duygular bir bıçak gibi yüreğine saplanır.
düşünceler hakim olur benliğine.
Parmaklıklar arasından izlemek gibi ay ışığını, gözlerindeki parıltı kadar samimi bir huzur.
Gel ey sevgili.
gel al bendeki emanetini,
öldür içimdeki hasreti.
istersen kopar kalbimi,
gel al, gel al cesedimi.
Gel ey sevgili.
gerçek sevendir
karşına çıkan güzel kadınlara yüz çevirip gözlerini kaparken sevdiği kadını düşünen.
gerçek sevendir
önünde binbir çeşit yol varken pusulasından emin olan şüphesiz.
gerçek sevendir
ömrünü ömrüne adayan gözünü bile kırpmadan bütün acılara göğüs geren.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!