Akşam, Sayım ve Soğuk Demir..
Akşam çabuk olur hapiste,
güneş, avlunun en yüksek duvarından
bir mahcubiyetle kayıp gider.
Daha parmaklıkların soğuk demiri ısınmadan,
gölgen senden önce uzanır ranzana.
Ve bir hüzün, tekrar
çöker koğuşa.
Tam o an, koridorun ucundan
demir kapıları döven bir ses gelir,
ve o tanıdık, o buz gibi emir:
günaydın.
Akşam ise,
iyi akşamlar.
Hep sabah akşam aynı.
"SAĞDAN SAAAAY!"
Başlar dudaklardan dökülmeye yorgun rakamlar,
Her biri bir ömür, her biri bir hasret.
Bir... iki... üç...
Otuz beş son der...
"TAMAM!"
Gardiyanın dudaklarından dökülen o son söz,
Bir dua mı, bir teselli mi, yoksa sadece bir alışkanlık mı?
"Allah kurtarsın..."
Kapılar tekrar kapanır, adımlar uzaklaşır.
Geriye kalan, sayılmış ve eksiksiz bulunmuş yalnızlığındır.
Ve bilirsin ki, bu akşam da bitmiştir.
Dışarıda delikanlı bir bahar,
ve sen içerde,
gün sayarsın.
Çıldırasıya...
Özlersin dış dünyayı...
Hasan Belek
16 07 2019
Akçay
Kayıt Tarihi : 16.7.2025 22:38:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Akşam, Sayım ve Soğuk Demir.. Akşam çabuk olur hapiste, güneş, avlunun en yüksek duvarından bir mahcubiyetle kayıp gider.
TÜM YORUMLAR (1)