Hangi yaradan kaldı bu suskunluk

Yazar Murat Şair
213

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Hangi yaradan kaldı bu suskunluk

Sordum kendime dün gece
kime özür borçluyum diye
Cevap çıkmadı içimden
çünkü ben kimseye yanlış yapmadım
sadece fazlasıyla sevdim

Kör sokaklardan geçtim
ıslak kaldırımlara içimi döktüm
Her adımımda sen vardın
ama yanımda değildin
Yüreğine sığmadım belki
ya da sen kalbinin kapısını
kimseye açmazdın

Umut dedikleri ne garip
gelir gözlerinin içine bakar
sonra sessizce terk eder insanı
Bende iz bırakan ne varsa
seninle başladı seninle bitti
ama adın hala kanıyor içimde

Kal dedim rüzgara
belki sesimi sana taşır diye
ama rüzgar bile sizli bizli konuştu benimle
geçer dedi
Geçmedi

Unutmayı denedim
anılar küstü yaralar ağladı
Bir şarkı çaldı uzaklardan
içimdeki sessizlik bile konuştu
Dudaklarım adını anmaktan yoruldu
ama dilim hala sen diye titriyor

Bir gece vakti sustum
Sustum ki kalbim konuşsun
Kalbim söyledi
Sitem edeceksen yalnızlığa et
çünkü o en sadığıdır sevdanın
Ben de sitemimi göğe sundum
çünkü yere düşse paramparça olurdu

Senin gibi değildim ben
kaçıp gitmeyi bilmezdim
yarım bırakmayı da
Ben tam sevdim
tam yanıldım
tam yandım

Yine de adına beddua etmedim
zor olsa da hayır dedim nefretine

Çünkü ben sevdanın dilini
kötülükle bozacak kadar küçük biri değilim
Ben sadece kalbimi kenara koydum
senin gitmenin ardından

Şimdi
aynı sokakta yürürken
aynı gökyüzüne bakarken
yine seni hatırlıyorum
ama artık acım yok
sadece geç kalan bir sitem var
Keşke bunca çabaların arasında
bir kere kalıyorum deseydin

Belki o zaman
kader bile susardı…

Yazar Murat şair

Yazar Murat Şair
Kayıt Tarihi : 10.11.2025 18:44:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Tuna Kafkas
    Tuna Kafkas

    o/nun ismini anarken
    yâdıma gelen ismini sevdim,
    neyin varsa sevdim senin,
    neyin yoksa hepsini,
    ne o/na şirk koştum,
    ne de ruhunu yoldaşsız bıraktım…,
    eşsiz ruhunu sevdim,
    benliğimi sana verdim,
    ve daha ötesini bulursam aşkın,
    yine sana sunacağım,
    antik bir sunakta…,

    bir itirafta bulunacağım,
    kitapları dahi,
    bende bir tortu bırakmaları için değil,
    sana yazarken,
    daha güzel heceler bulabilmek,
    o zarif, hikem buhurlu sözlerine,
    daha denk cümleler kurabilmek için okuyor
    ve her satır arasında,
    seni arıyorum harf harf…,
    ah;

    yürürken rastladığım insanları süzüyorum,
    senden beyzadesinin olmadığını
    tekrar tekrar görmek için
    yeryüzünde…,
    ki yok hocam;
    bunca ömürlük kaybın üstüne,
    bahtımın yıldızının bu kadar
    parlayabileceğine inanmak,
    daha zaman alacak belli ki ve/ss/elam…,

    çile kitabımın yakamozu saçlarıma,
    artık tek bir tel ak daha düşmesin,
    sensiz…,
    diyârında kalayım hep,
    saklanayım üç kat perdeli halinin esrarına…,
    gözlerin;
    gözlerimin önünde olsun sürekli
    ve vakti geldiğinde,
    ötelerin ilhamlarıyla
    dizlerinde öleyim…,
    ah;

    soluk tebessümlü meczup sardunyalar
    kollarını sarkıtmış,
    pencerenden…,
    mahcûp ve yeniden doğuş umutlu nazarım,
    arka bahçede güllere ikindi suyu veren
    muştulu ve desturlu haline ilişirken,
    balkonuna asıyorum utangaç gülümsemeler,
    evet sana bakıyorum;
    görmüyor gibisin,
    ve bana bakıyorsun görmüyorum
    ki gözlerim âmâ,
    öyle demirden bir tül var ki aramızda,
    yetmiyor gücüm,
    bertarafa…,

    şehirler bir film şeridi gibi geçiyor,
    kilometrelerce aramızdan ve,
    alnımızın ortasındaki yol çizgilerini saklıyoruz
    birbirimizden güya…,
    suskunluk çizgileri/çizikleri,
    sakınılmış muhabbet mesafeleri…,
    ve tırnakları kesiliyor yollara
    uzuyor saçları zamanın,
    boşluğa;

    ve uyku,
    telaşla fırlıyor yatağından,
    geç kalınmış ömürler gibi…,
    takâtsiz tebessümler yüzümüzde
    ve bu kendimizden çektiğimiz,
    yok bir yokturluk sanatı o/nun zahir,

    hek/
    hekim/
    hekimim/

    yine de...;
    yoksunluklarımıza inat
    sevgili hüzünbazım,
    adın yankılanır tekrar tekrar içimde,
    çağırırım seni,
    sensiz yetimliğime,
    ki bilirim,
    olmayacaksan da ne bugün ne de yarın,
    yeni hatıralarımda,
    o kaçırdığın bakışlarının peşinde koşmak
    ve utangaç yüzüne bir daha bakmak
    istiyorum,
    ah;

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)